top of page
SUSUZLUĞUN
MERHAMET OLSUN

SUSUZLUĞUN
MERHAMET OLSUN

Üst insan üzerine...
Rv.3

İthaf

"Bilinçli kötü olmak kadar bilinçsiz iyi olmaktan da korkan herkese…"

Önsöz

Ey zihin, benliğim ve kardeşler!
Yürünmekte olduğunuz yolda yalnızsınız, tutun ellerinizden farklılıklarınız ise renginiz olsun.


Yoksa arzularınız ayrı bir yerlere mi götürsün isteyenlerdensiniz? 
Sekerek dağılan topları mı toplatacaksınız bana?
Geceyi emmiş soğuk duvarlar gibi dokunulmak istemiyor musunuz yoksa birbirinize?


Bilin ki yorgunluk veren bu artık. 
Sevin kimseye gerçek gelmeyen gerçeği, var olan bilinmeyeni.


Hayır, size yetmeyeni istemeyin benden.

SUSUZLUĞUN, MERHAMET OLSUN!


Hayal olanın gerçeğe dönüşmesi için
Öncelikle kendini var etmen gerektiğini biliyorsan
Aktif tarihin, etkin öznesi oldun demektir, dostum.

Susuzluğun, merhamet olsun...

Akıl ve özgür irade emanetini,
İnsanları var kılmak için kullanıyorsan,
Aktif tarihin, etkin öznesi oldun demektir, dostum.

Susuzluğun, merhamet olsun...

Kendinle gurur duyduğun bir kişisel tarihe
Sahip olmayı diliyorsan,
Ve bu yüzden
Sonuçlara maruz kalmak yerine
Sebeplere müdahale etmeyi istiyorsan,
Aktif tarihin, etkin öznesi oldun demektir, dostum.

Susuzluğun, merhamet olsun...

Bilinçli kötü olmak kadar,
Bilinçsiz iyi olmaktan da korkuyorsan,
Aktif tarihin, etkin öznesi oldun demektir, dostum.

Susuzluğun, merhamet olsun...

HAYVAN, İNSAN VE ÜST İNSAN ÜZERİNE


Hayvandan farklılaşmış tüm özelliklerimiz
Bizi sadece "insan" yapar.

Bir insanı diğer insanlardan ayıran özellikler ise
Kişiyi "üst insan" yapar.

İşte bunlar!
-hayatı en iyi formuyla yaşamaya kodlanmış-
Bu soylu ruhlar!
Bütün hakların tahakkuk ettiği
Yaşanabilir bir dünya inşa etmek için
-değerlerden beslenen asil bir misyon yüklenerek-
Sulha davet eden,
Islah eden
Ve çevresine fayda sunan
Üstün İnsanlardır.


ÜSTÜN İNSAN NE Mİ YAPAR?


Önce DOĞRU olanı
Aklını kullanarak seçer,
Sonra bunun
Aynı zamanda İYİ olup olmadığını
Vicdanını dinleyerek teyit eder
Ve ardından
Yaşam neşesi olan duygulara
En GÜZEL davranışla dokunup,
Örnek ve asil bir yaklaşım sergiler.
Bununla da yetinmeyip
Herkesi bu İDEALE davet eder.


YOKLUĞUN VE VARLIĞIN!


Yokluğun,
Ardında buruk bir eksiklik,
Değerli bir boşluk oluşturmuyorsa,
-Kalplere dokunmayan-
Varlığını sorgula!

Varlığın,
Ortamdaki bir eksiği tamamlayan,
Yanlışı ise düzelten bir fayda sunmuyorsa,
-Etrafına fazlalık olmadan-
Yokluğunu sorgula!


BİR İNSANI ASIL DEĞERLİ YAPAN ŞEY!


Bir şeyin çevresine FAYDA SUNMASI,
Elbette onu değerli kılar.
Ama insanları asıl değerli yapan şey,
Hak ettiği değeri görmese bile
-hatta yaptıklarının bir FAYDASININ OLMAYACAĞINI bilse bile-,
Değerleri hala iradesiyle üretmesi değil midir?
Bir insanı asıl değerli yapan şey,
Örnek sayılan güzel eylemleri yapma işinde
Devamlılığı tutarlılıkla koruması
Ve -değer görmeyeceğini bilse bile-
Ürettiklerini hayat ırmağına
Eylem olarak bırakması değil midir?
Evet, evet!
Bir insanı asıl değerli yapan şey,
Mutluluk ve mutsuzluğu dikkate almadan
- yani övgü ve yergiyi bir tutarak-
Örnek, asil ve üstün davranışlar sergilemesi değil midir?


HAYATI BİLGİYLE OLUMLAYAN KİŞİ…


Bilgi, doğruyu tercih etmek için gerekli olan ise
Değerler, bize, iyi bir insan olmayı hatırlatan ise
Hayatı değerler ve bilgiyle olumlayan kişi,
- bir kimlik peşinde koşan değil-
Kendi karakterinin inşası için emek harcayan,
Değil midir?
İnsan olma bilgisi,
Akıl, vicdan ve empati yeteneğini kullanma ise
Cesaret değeri,
Bir hakkın tahakkuk edilmesine sebep olan ise
Hayatı değerler ve bilgiyle olumlayan kişi,
- içinde bulunduğu şartları iyileştirmeyi değil-
İyi olanı hâkim kılmak, kötü olanı engellemek için
Zorluklarla mücadele eden,
Değil midir?
Kötülük bilgisi,
Sevgi ilkesinin ortadan kalkması ise
İnsan olma değeri,
Başkasına dokunup olumlu etki bırakması ise
Hayatı değerler ve bilgiyle olumlayan kişi,
- çeşitliliği, farklılık görüp kınayan değil-
Sevgi ve güvenini dış dünyada görünür kılmak ve başkalarını kazanmak için
"Sen yoksan, bu dünyada bir kişi eksiğiz" diyen
Değil midir?


KİŞİYİ BİR ÜST YAŞAM FORMUNA ULAŞTIRAN MI NE?


İmkanlar alanı olan yaşamın amacı,
Mümkünleri gerçekliğe dönüştürmek ise
Amacı olmayan bir insan için hiçbir şeyin anlamı yoktur!
Anlamlı olan yapılmaya değer ve çevresine fayda sunan ise
O zaman anlam denilen şey
-kişinin kendisinde değil-
Başka insanlarda saklı olandır, bende.
Bir başkasının hayatına fayda katanla dokunduğumuzda,
-verilenlerde değil-
Onun hissettiklerinin
Kendimize yansıması olan mutlulukta bulunandır, bende.
Zihinsel, duygusal ve ruhsal tüm kabiliyetlerin
Zirve yapmasıyla erişilen bu mutluluk;
Kişiyi, diğer insanlardan ayırarak
Bir üst yaşam formuna ulaştırandır, bende.
İşte bu yüzden; anlam arayışında olan insan,
-içinde bulunduğu şartları iyileştirmeyi değil-
Başkalarına fayda sunarak yükselen
Ve daha üst bir insana ulaşmaya seyredendir, bende.


HEPİMİZİN HAYATA KATACAK ÇOK ŞEYİ VAR!


Bilgelik hazinesinin bulunduğu yalnızlık mağarasında,
Biraz dinlenip, yoksunluğunu çektiğin şeye kavuştuktan sonra:
Özellikle o bilginin yoksunlarını bulan
Ve onların hayatının iyiye doğru evrilmesine yardım eden ol!
Azınlıkta kaldığını düşünsen bile,
Yapmaya, eylemeye ve tarihin aktif öznesi olmaya devam eden ol!
Takip eden bir avuç insan bile olsa,
Hep niteliğin peşinde olmaya ve tüm bildiklerini paylaşmaya devam eden ol!
Hepimizin hayata katacak çok şeyi var.


ÜST İNSANLARIN MOTİVASYONU


İçinde yaşadıkları şartları dönüştürme iradesine sahip olmayanlar, çok geçmeden bu şartları rasyonelleştirme ve rahatsız olmayacakları bir içeriğe kavuşturma eğilimine girerler.
  • Yaptığı işin bütününü anlamlı bulan : İLGİLİ
  • Yaptığı işin önemli olduğuna inanan : TUTKULU
  • Yaptığı işi bir önceki günden daha iyi yaparak uzmanlaşmak isteyen : MERAKLI
  • Zorlukların üstesinden gelmek ve kararlılıkla sonuca ulaşmak isteyen : AZİMLİ
  • Engellere rağmen başarılı olmak için aşırı istek gösteren : İYİMSER
  • Engellerin ve zorlukların üstesinden geleceği inancını ümitle koruyan: SABIRLI
  • Uzun vadeli ve zorlayıcı hedeflere odaklanarak ilerlemek isteyen : KARARLI
  • Aksilikler ve başarısızlıklara rağmen amacına bağlı kalan : SADIK
  • Zorluklar karşısında duygusal ve bilişsel gücü bulunan : DAYANIKLI
  • Zorluklara rağmen çaba gösterme kapasitesi ve enerjisini koruyan : GAYRETLİ
Kişiler, -çevresini değiştirecek bir girişim için-
İhtiyaç duydukları motivasyonu,
Sadece kendi başarılarında bulmak isteyenlerdir.


YETİ VE MELEKELERİN ETKİN KULLANIMI ÜZERİNE


Özellikle bazı alanlarda başarılı olmak için
Yetenek gerekli olsa bile yeterli değildir, bende.
İnsan aynı zamanda
Kişilik, akıl, tecrübe, vicdan ve duygu dünyası ile donatılmıştır :
  • Çevresine fayda sunma misyonunu yüklenmiş ANLAMLI BİR AMAÇ
  • Sonuçların iyi veya kötü gerçekleşmesi etkileyen DEĞERLER / VİCDAN
  • Duyular ile olayları algılamanın gerçekleştiği yeterli TECRÜBE
  • Algılananların anlaşılması ve açıklanması için ENTELLEKTÜEL BİRİKİM
  • Kararların doğru veya yanlış olmasına hüküm veren AKIL
  • Davranışların güzel veya yanlış olmasını sebep olan YETKİNLİK
  • Motivasyon sunan amaca erişim için kararlılık ve azim dolu ÇABA
Başarılı iş sonuçlarına erişmek bir Maharet olsa bile,
Bunu üstün, örnek ve asil yaklaşımlarla gerçekleştirmek
Asıl Marifet olmalı, değil mi?


ÜST İNSANLAR, KENDİ VARLIKLARINI ANLAMLANDIRMAYA ÇALIŞIRLAR


Güçlü değil,
Haklı olmanın yeterli olduğu
Medeni bir dünyayı var etmek isteyenler,
-hayata, olup bitene bir anlam atamak yerine-
Çevresine sunacağı faydalı katkı
Ve değerli etkiyle,
Sadece kendi varlıklarını
Anlamlandırmaya çalışırlar.
Büyük bir lezzetle tüketilenlerin ardından
'Olmayanlara ver' duası etmek yerine,
Olanı başkasıyla paylaşarak
Ve ihtiyaç sahiplerine haklarını vererek,
Anlamı,
"İnsan olma onurunu" kazanmakta bulurlar.


HAKİKATİ SÖYLEYEREK YOK OLMAK…


Erdemin en zirvesini tutanlar,
-O kahraman ruhlu yürekli insanlar-
Sırf bir başkası
Mahrum olduğu bir hakka
Kavuşsun diye
Hakikati söyleyerek
Yok olanlar, değil midir?
İşte tam da bu yüzden, cesaretin hakikati:
Söylenmesi gerekeni,
Olması gereken yerde
Ve zamanında söyleyebilmek, değil midir?


ÜSTÜN OLAN MI KİM?


Özellikle yapmaktan kaçınılan
Ama birileri yapsın diye beklenen değerleri,
Dış dünyada eylemlerle görünür kılanlardır.
Üstün olan mı kim?
Başkasının hayatına
Olumlu anlamda dokunsun,
Bir başkasına faydası olsun diyerek
-Yani, kamu yararını gözeterek-
Nefes nefese bir üretkenlikle
Ömrünü tüketmek isteyenlerdir.


ÖFKEYLE KALKIP OLANA MÜDAHALE EDEN Mİ CESURDUR?


Hayır, hayır, değil işte!
-Kimilerine göre provokatif bir söylem olsa da-
Asıl Cesur olan
Adalet gereği dengiyle karşılık vermenin
Yerinde karşılandığı durumlarda bile
Hala öfke patlaması yaşamadan
Sakin kalan kişidir, bende.
Evet! Evet!
Asıl Cesur olan
Aşırıya kaçmadan karşılık vermenin
Hiç kınanmayacağı durumlarda bile
Hala öfkesini yutan
Soğukkanlı kişidir, bende.


BENCE CESARET Mİ NE?


Bence Cesaret mi ne?
Sırf bir başkası
Mahrum olduğu bir hakka kavuşsun diye
-Mutluluk ve mutsuzluğu dikkate almadan-
Söylenmesi gerekeni
Olması gereken yerde
Ve zamanında söyleyebilmektir.
Bence Cesaret mi ne?
Hak ettiği değeri görmese bile
Hatta bir faydasının olmayacağını bilse bile
-Övgüyü ve yergiyi bir tutarak-
Söylenmesi gerekeni
Olması gereken yerde
Ve zamanında söyleyebilmektir.
Bence Cesaret mi ne?
Başkaları bizden iyiyi ve güzeli
Duysun, görsün diye değil,
Sadece insan olmak için
Söylenmesi gerekeni
Olması gereken yerde
Ve zamanında söyleyebilmektir.


İDEALİ YAPAN AMA YAPTIĞINI SÖYLEMEYEN YÜCE İNSANLAR


Yapan ama söylemeyen yüce insanlar,
Yapmadıkları şeyleri söyleyen diğerlerine,
İdealin ne olduğunu
-değerlerden aldığı terbiye ve edeple-
Suskunluk vererek anlatır.


ETKİ, YAŞANANA VERİLEN TEPKİYLE İLİŞKİLİDİR


Yaşanan tüm zorlukların
Kişi üzerindeki etkisinin kalıcılığı
Yaşanana verilen tepkiyle ilişkilidir, bende.
Gücü yeten yetene
Bir dünyada yaşamamak için
Hepimizin yapacak çok şeyi var.


VARLIKLA İLGİLİ EN KUŞATICI DEĞER SEVGİDİR


Toplumda var olan ve insanları rahatsız eden
Ama çok yaygın olarak yapıldığı için sanki normalmiş gibi algılanan
Yanlış uygulamaları, dile getirme cesaretine sahip olan Üstün kişiler,
Sahip oldukları GÜCÜ
-insan olma değerini besleyen-
SEVGİDE bulurlar.
İşte tam da bu yüzden;
Adalet gereği karşılık vermenin kınanmadığı durumlarda bile
Öfkesini yenen iyi kalpli yürekler,
Sevginin gerçek sahipleridir.
Özellikle ‘hiç de zorunda değilim’ dediğimiz şeyler hakkında,
Başkalarının yaşamlarına faydayla dokunan
Ve onların ellerinden tutup ayağa kaldıran iyi kalpli yürekler,
Sevginin gerçek sahipleridir.
Evet, evet!
Varlıkla ilgili en kuşatıcı değer Sevgidir, bende.


ÖZGÜR İRADE NEYİ SEVERSE, BİZ O OLURUZ!


İYİ ya da KÖTÜ olmanın arkasında,
Seçim yapma gücü olan ÖZGÜR İRADE vardır.
İsteyerek yapma olan İRADENİN arkasında ise
Tercih edilene duyulan SEVGİ vardır.
Seçimleri ile baş başa kalmış olan İNSAN,
Neyi severek tercih ederse, O olur.


İYİ BÜYÜSÜN…


Sadece bir şeyin yanlışlığını konuşmak ile
Doğrunun hayatta kalmasını sağlayamaz,
Aksine ilkel zihinlerde
Kötüyü istemeden büyütürüz.
İşte tam da bu yüzden,
Her akıl sahibi insan
Hep idealleri eyleyip söylesin ki
İyi büyüsün...
Sadece kötü olanı konuşmak yerine
Anti tezler geliştirmeli,
Doğruları ortaya koymalı
Ve onların akıllarda kalmasını sağlamalıyız.
İşte tam da bu yüzden,
Her akıl sahibi insan
Hep idealleri eyleyip söylesin ki
İyi büyüsün...


GERÇEK BİLGİ BİZDEN BİRŞEY YAPMAMIZI İSTER!


Gerçek bilgi
İlim ve akılla düşünceler geliştirmemizi
Ve bunlarla iyi, doğru ve güzel eylemler yapmamızı
Bizden isteyendir.
O zaman
Kötülüğün sıradanlaştığı bir dünyada
İyiliği hâkim kılmak ve
Kötülüğü engellemek için
-küçük ya da büyük dokunuşlar yapan-
Cesur ve iyilik dolu Yüreklere ihtiyacımız var.


BENİM KIRMIZI ÇİZGİM Mİ NE?


Bencillik ve saldırganlığa yönelten
Bilinçli kötü niyettir.
Bu dışındaki her şaşkın kusuru,
Merhametle bağışlayan
Şefkatle kucaklayan,
Hoşgörüyle ikinci şans veren
Sevgi dolu yüreklerden olalım.


SAYGI, ASİL İNSANLARA MAHSUSTUR!


Saygı,
Sadece çirkin bir iş yapmakta olduğunun farkına vardığında
-başkaları tarafından kınanmayı hak etmemek için-
Kendi kendisini sınırlayan
Ve bu yüzden de değerli olan
Asil insanlara mahsustur.

Saygı,
-Övgü ve yergiyi bir tutarak-
Kendisini güzel huylar ile süslemeye rağbet eden
Ve bu yüzden de değerli olan
Asil insanlara mahsustur.

Saygı,
-Beğenilen eylemlere bağlılık göstererek-
Güzel davranışın sürekliliğinden sevinç duyan
Ve bu yüzden de değerli olan
Asil insanlara mahsustur.

Saygı
-Çevresine fayda katacak şekilde-
İşleri hep olması gerektiği gibi tutarlılıkla yapan
Ve bu yüzden de değerli olan
Asil insanlara mahsustur.

Saygı,
Menfaat yerine manaya,
Reel yerine ideale
Eğilim gösteren
Ve bu yüzden de değerli olan
Asil insanlara mahsustur

SAYGINLIK, SADECE SOYLU RUHLARA AİTTİR!


Kendi konfor ve çıkarı için
-bütün norm ve değerleri çiğneyerek-
Ötekinin hakkından çalan
Ve onların acılarından beslenen bencil kişiler,
-milyarder zihniyeti ile-
Çok mala ve güce sahip olsalar bile,
Saygın kalamazlar, bende.


Saygınlık,
- toplu halde yaşayan kişileri
Bir araya ve hizaya getiren-
İnsani değerlerle tutarlı
Ve erdemli davranış gösterenlere,


Evet, evet o asil
Ve soylu ruhlara aittir, bende.


GÜVEN VERİLEN DEĞİL, KAZANILAN BİR ŞEYDİR…


Güven birilerine verilen bir şey değildir bende,
Başkalarının güven ve saygısı kazanılır ve güvenilir olunur.
Benimsediği etik / ahlaki değer ve ilkelerle çatışan her konuda,
  • Azınlıkta kalmaktan çekinmeden doğru bildiğini yapıcı bir tutumla ve açıkça söyleyenler,
  • Karşı çıkılsa bile kurumsal ilke ve değerlerini taviz vermeden savunanlar
  • Gerektiğinde bağımsız hareket edip sorumluluğu alanlar, hatta işler ters gitse bile hala mücadeleyi sürdürenler
  • Duygusal yönü olan zorlu durumlarda güç kararlar almaktan çekinmeyenler
  • Bireysel hataları olduğunda ise sorumluluğu kabul edenler
  • Kişisel çıkarlarına aykırı bile olsa örgütsel ve toplumsal kazanımları önceliklendirenler
  • Etik ve ahlaki değerlerle uyumsuz yolları avantaj sunsa bile kullanmayı reddedenler
Kısaca sadece belirli bir özgüvene sahip
Ve davranışları ile tutarlı kişiler,
Etki yaratarak
Başkalarının saygı ve güvenini kazanabilir.


AMACI OLAN VE BİR MİSYON YÜKLENMİŞ İNSAN…


Hayat, inişler ve çıkışlardan ibarettir.
Kendisini olayların faili olarak değil,
Olup bitenleri değiştirmede
Sorumluluk hissedecek kadar
Büyük bir zihne sahip olanlar,
-Kendisine güç bahşeden insan olma değeri ile-
Hayata yaratıcı bir faaliyetle
Katılanlardır, değil mi?
Ürettiklerini
Hayat ırmağına eylem olarak katmak
Ve kendi varlığını anlamlandırmak isteyenler,
Olaylar karşısında
Daha dirençli, iyimser ve umutlu
Olanlardır, değil mi?
İşte tam da bu yüzden,
Amacı olan ve bir misyon yüklenmiş insan,
Var kalmak,
Ve başkalarını da var kılmak için
İyimser ve umutlu olmayı
Öğrenmelidir, değil mi?


ÜST İNSANLAR, SIRA DIŞI ZİHİN SAHİPLERİDİR


Affetmeyi, bağışlamayı önceliklendiren
Ve hep başkalarına ikinci şans verenler:
  • Kompleksi olmayan,
  • Tüm değerlere merhametle üstten bakabilen
Sıra dışı zihin sahipleridir.


İşte bunlar,
  • Zihnin bir hali olan ADALETE,
  • Kalbin/Vicdanın bir hali olan MERHAMETİ
Dozunda katıp, karıştırarak
İNSAF erdemine erişen
Ve böylece duygularını kontrol edip
Suçluya karşı aşırılığa gitmeyen
Sıra dışı zihin sahipleridir.


İşte bunlar,
  • Duyguların bir hali olan SEVGİYE,
  • Kalbin/Vicdanın bir hali olan MERHAMETİ
Dozunda katıp, karıştırarak
ŞEFKAT erdemine erişen
Ve böylece duygularını kontrol edip
Engellediği suçluyu -yok etmek değil-
Sadece Islah etmek isteyen
Sıra dışı zihin sahipleridir.


EYLEMLER, AMAÇLARI KADAR DEĞERLİDİR


Asıl maharet bilmek değil,
Herkesin yapamadığını
Yapmak olmalı, değil midir?


O zaman
  • Adaletli olmak ile insaflı olmak
  • İnsaflı olmak ile merhametli olmak,
  • Merhametli olmak ile şefkatli olmak
  • Şefkatli olmak ile hoşgörülü olmak
  • Hoşgörülü olmak ile toleranslı olmak
  • Toleranslı olmak ile fedakar olmak
Kavramları tam olarak anlaşılmalı, değil midir?


Ey, çiçek tarlasında diken olmak isteyen!
Ey, kuşların konmadığı ağaç olmak isteyen!
Evet, eylemler amaçları kadar değerlidir.
Ama amacına ulaşan bir eylem
Arzu ettiği mutluluğa sonunda
Tutkuyla sarılıp kavuşamayansa,
Elimizdeki tek sermaye olan
Nankör Zaman,


Asıl amacın,
Ardında kalıcı eserlerle iz bırakmak
Ve bir başkasında değerli etki yaratmak
Olduğunu işte böyle kavramlarla
Senin kulağına fısıldar


SADECE İNSAN OLMA ONURUNDA BULANLARDIR…


Gelecek nesillere daha yaşanabilir,
Medeni bir dünya bırakmak isteyenler,
Yüklendiği misyonu ve gücü
Sadece insan olma onurunda bulanlardır, bende.
Olmayanı var kılarak,
Eksiği gidererek
Ve iyiyi mükemmel hale getirerek
Ardında kalıcı ve yararlı eserler bırakanlar,
- Evet, evet, o asil, üstün ve soylu ruhlar! -
Yüklendiği misyonu ve gücü
Sadece insan olma onurunda bulanlardır, bende.
İşte tam da bu yüzden,
Ardında iz bırakmak bir amaç değil, sonuçtur, bende.


KİŞİSEL TARİHİNİZİ YAZMAK İSTİYORSANIZ


Nihayetinde inandığımız değerler adına
Konuşmamız gerekiyorsa
Tam da bulunduğum yerden
Size şöyle seslenmek isterim:
Bir şey yapıyorsanız,
Onun en iyisini gerçekleştirmek
Ve Kişisel tarihinizi yazmak istiyorsanız:
Bunun en başında
İnsan olmak amacı bulunur, bende.
Bu yüzden Hepimiz,
Bir iletişim ahlakına,
Bir yaşam ilkesine sahip
Onurlu, asıl ve üstün bir insan olma
İddiasında ve gayretinde olabiliriz.
Gerisi
Zaten mevcut olan Potansiyelimizi,
Nasıl kullanmak istediğimize kalmış!


ÜSTÜN KİŞİ, BAŞKALARINDA OLAN ÜSTÜNLÜĞÜ BULANDIR!


Kıskançlık;
Olgunlaşmamış bir sevgi
Çekememezlik ise
Olgunlaşmış bir sevgisizlik
Değil midir?
Üstün kişi;
Başkalarında olan üstünlüğü bulan,
Ve bulduğuyla
Kendisinden utanç,
Başkasına kıskançlık duymadan,
Kendisininmiş gibi sevip
Coşkuyla alkışlayan
Değil midir?


AFFEDİLEBİLMEK İÇİN ÖNCE AFFETMEYİ ÖĞRENMEMİZ GEREKİR


Kompleksi olmayan,
Her şeye tepeden bakarak olayları/kişileri yöneten
Sıra dışı zihinler,
"affedilebilmek için önce affetmeyi öğrenmemiz gerektiğini"
İyi bilenlerdir, bende


HAKİKAT DEDİĞİMİZ ŞEY…


Hakikat dediğimiz şey;
Tarih boyunca, tek veya bir grup kişinin,
Söylem, iddia ve gayretiyle ortaya çıkan bir şey değil midir?
O zaman;
-herkes tarafından doğru bilinen yanlışlara sessiz kalıp,
Bunları doğru insanların yanında konuşmak yerine-
Söylenmesi gerekeni,
Olması gereken yerde
Ve zamanında söyleyebilmek
Marifet olmalı, değil midir?


HAKİKATE MUTLAK ANLAMDA KİM Mİ SAHİPTİR?


Su hakkında konuşmak,
Susuzluğu gidermeyense,
Sadece doğru bilgiye erişen,
O bilgiyi, bir gayretle hakikate dönüştüren,
O hakikatle, bir ahlak dünyası inşa eden,


Ve sonra
Bu ahlâkla olgunlaşan kişi,
Bütün hakların tahakkuk ettiği
Yaşanabilir bir dünya inşa edendir, bende.
Hakikate mutlak anlamda kim mi sahiptir?
Tez üretme kabiliyeti olmayan
Ve fikirlere saygı duymayan
İlkel insanlar hariç,
İsteyen ve dileyen herkes,
Bu iddiada ve gayrette olandır, bende


Evet, evet
Hak ve batıl arasındaki
Bilgi gerçekliğine,
Zihinsel gayretle erişen,
İradesiyle değerleri üreten
Ve ürettiklerini hayat ırmağına
Eylem olarak katmak isteyen
Herkestir, bende.


KENDİNE ŞAHİT OLAN İNSAN…


Kendine şahit olan insan:
-Vicdanın çığlığını duyup
Neyin iyi olduğunu bilen değil-
İyiyi tercih edip eylemlerle yapandır, bende.
Tam da bu yüzden:
"Yere düşen bir kişiye,
Yardım etmek iyidir" diye
Bize seslenen içsel otoriteye
Vicdan,
Doğru ve yanlış arasında
Seçim yapma gücüne
Akıl desek bile
Günümüzün uçurumu olan
Değersizlikten
Bizi alıkoyan şey:
-Bilmek ve yapmak arasında yer tutan-
Eğitilmiş "Özgür İradedir", bende.


MADDE YERİNE MANAYA, REEL YERİNE İDEALE EĞİLİM…


Ebediyen var olmanın
‘Bedensel var olmak’ olmadığını bilenler,
Madde yerine manaya, reel yerine ideale
Eğilim gösterenlerdir, bende.
İşte bu yüzden;
“Herkesin var olduğu, herkesin özgürce yaşayabildiği
Ve asgari ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmesinin gerekmediği”
Bir dünyayı inşa etmek için:
Bir eser ortaya koyarak veya bir düşünce üreterek,
Ardımızda fayda sunan varlıklar bırakmalı, değil miyiz?
Yapıp ettiklerimizden
Ve yapmayıp bile bile terk ettiklerimizden
Sorumlu olduğumuzu bilerek,
Çevremize asil, üstün ve örnek davranışlar göstermeli değil miyiz?


ÇİLESİ ÇEKİLMEDEN ELDE EDİLEN BİLGİ YOKTUR!


Sanırım insanların çoğu,
Kendi elinden tutup ayağa kaldıran
Ve önlerini aydınlatan bilgilere,
Çilesini çekmeden sahip olmayı istiyor.
Oysa hiçbir yetimizi kullanmadan
Elde ettiğimiz her şey
Gerçek bilgi değil,
Sadece taklittir, bende.
Ayrıca, gerçek bilgi keşfedildiği zaman
Mutlaka bizden bir şeyler yapmamızı ister.
-Ayağımıza bağ olan,
Bizi tutup geri çekenlerle ilgili olsa bile-
İrade, azim ve gayret ile
Bizi değişime davet eden konuları
Sevmiyoruz, sanki


AKIL, BİLGİ VE DÜŞÜNCE


Akıl
Bir değirmen gibidir.
Coşkuyla akan bilgiye
Sahip olmadıkça,
Doğru dürüst çalışmaz.
Bilgi
Somut olanın,
Soyut temsili gibidir.
Akılda bir çileyle işlenip,
Düşünceyle var olmadıkça
Taklitten başka bir işe yaramaz.


ŞÜPHELERİNİZ ENGELDİR ZAFERE!


Sözlerimi esirgemeden, kendini kınayarak dışlayanlara söylemek istiyorum.
Ey, aykırılar ve çoğunlukta azınlık olmak isteyenler!
Bu sözüm size, iyi dinleyin!
Yıllarca sizler, sırf çoğunluğa uyum sağlamadı diye,
Seçkin farklılıklarınızı ve üstün yeteneklerinizi küçümsediniz.
Kendinizi kıyaslamanızı
Ve yeteneklerinizi bırakıp teslim olmanızı ayıplayanım!
Gerçekten sizi yanlış öğretiler edinmiş buldum.
Ey benim duru ve saf görüntülerim, açık ve net konuşacağım.
Kendi yüreğinizin zenginliğinden utanır ve pes etmiş buldum sizi.
Eksikliğiniz, kendinizi başkalarıyla kıyaslamak
Ve küçümsemekten başka bir şey değildir.
Hayır, kaçının bu zararlı düşünceden.
Yetenekleriniz size başarı, güç ve neşe getirendir,
Eksiklik ve zayıflık değil.
Başkasını değil, önce kendinizi sevin;
Kibrinizi esirgemeyin kendinizden.
Kendi yollarınızı yürüyün, umursamayan.
Şüpheleriniz engeldir zafere.
Davranın bakalım.


KARAKTERLİ İNSAN OLMA MÜCADELESİ


Birkaç kere kendinden vermekle cömert,
Birkaç kere doğru söylemekle dürüst olunmaz.
Eylemlerin süreklilik içeren
Bir karaktere dönüşmesi gerekir!

Bu ise epigenetik değil,
Zihnin EĞİTİMDEN,
Kalbin ise SEVGİDEN
Pay almasıyla mümkün olur

Evet, evet!
Arzu dünyamız başkasının iyiliğini istemedikçe,
Karakterli bir insan olma mücadelesinde
Başarılı olamayız.


HATIRLANMASI GEREKEN ŞEY!


Ben uysalca mırıldanarak
Kendime neyi mi hatırlatırım?

Yapılmayan her bir iyilik,
Adı konulmamış kötülüktür!


SEVGİ, BİR İNSANA MUHTAÇTIR


İnsan,
Sevilmeye değil,
Sevmeye ihtiyaç duyan varlıktır.
Ama günümüzde
Sevgisini göstermeye ayırdığı süre
Hak ettiği değil,
Lütfettiği vakte dönüşmüştür.
O zaman bir insanın
Sevgiye olan ihtiyacından daha çok,
Evrensel bir değer olan Sevgi,
Bir insana muhtaçtır.
Sevgi değerini alıp
Davranışlarımızla onu yüceltmedikçe
Öfke, bencillik, çekememezlik ve kıskançlık gibi
Olumsuz duygular
Asla bizleri terk etmeyecek sanki...


YOKLUĞUN VE VARLIĞIN


Yokluğun,
Ardında buruk bir eksiklik,
Değerli bir boşluk oluşturmuyorsa,
-Kalplere dokunmayan-
Varlığını sorgula!
Varlığın,
Ortamdaki bir eksiği tamamlayan,
Yanlışı ise düzelten bir fayda sunmuyorsa,
-Etrafına fazlalık olmadan-
Yokluğunu sorgula
  • LinkedIn
bottom of page