top of page

İşte O Vakit Bilirim, Ey İnsan! Sen Aykırısın!

Güncelleme tarihi: 12 Kas

Sana aykırılıktan soruyorlar, ey insan!

Onlara de ki:

Zihninin kör kuyusunda benliklerinle konuştuysan,

Ve vicdanın, göğsünden süzülüp bir bilgelik kuşuna dönüştüyse —

Evet! Anlamın ilk tohumu sende uyanmıştır.

Ruhunun derin kuyularında kendi yankınla yürümüşsen,

Evet! Çağrının nefesi seni yollara sürmüşse;

Mekân söze, söz maskeye dönüşmüş;

Sen de kelimelerin çölünde, suskunluğun kuyusundan su çekmişsen —

İşte o vakit bilirim: yüreğin ateşle mühürlenmiştir.

Eskilerin kirli levhalarını kırıp,

Kutsal göğün vadisine yuvarladıysan;

Değerlerin tohumu, zalimin toprağında filizlenirken

Sen üzgün kalpleri sükûnetle değil, ateşle kucaklamışsan —

Evet! Bilgelik sende yeniden doğmuştur, ey insan!

Düşüncen bilginin ötesine geçmiş,

Kalbinle görmeye uyanmışsan;

Ve bilgeliğin elbiseye sığmamış da

Düşüncelerin kabını taşırmışsa —

Ah! İçindeki hakikat artık seni taşır, ey direnen!

Yüreğin bilgeye dönmüş,

Ölümle yaşam arasındaki ince sırtta cesaretle yürümüşse;

Adaletle merhametin ateşi avuçlarında birleşmiş,

O ateşten doğan el, uzak bilgelikleri kalbine taşımışsa;

Bilgiyi ateşle yoğurup söze çevirmiştir —

İşte o vakit ışık seninle yürür!

Umudun geçmişin gölgesini bugünün ışığına dökmüş,

Yanlışın küllerinden yeni bir doğrunun nefesi yükselmişse;

Vicdanın göğün çağrısını duymuş,

Ve haykırışın mazlumun yankılarından örülmüş duvarları yıkmışsa —

Evet, o an! İnsanlığın kalbi yeniden soluk alır;

Ah! Dirilişin saati gelmiştir;

Çünkü yeniden doğan kalp hükmetmez artık — sever!

Ceza taşlarını parçalayıp merhametin çiçeklerini göğe savurmuşsan;

Erdemin bir dansçının zarafetiyle yürüyüp

Kalbinle intikamı bir çiçeğe dönüştürmüşsen;

Ve kötülere lanet okuyan değil, onların iyiliğine dua etmişsen —

Evet! Sevgin hükmetmek değil, kötüyü bile taşımak olmuşsa;

İşte ey insan, üstünlük budur!

Geçmişin külleri altında parlayan kıvılcımı görmüşsen

Ve eski taşları yok etmeden, onlara yeni anlam işlemişsen;

Kahkahaların karamsarların buyruklarını kırmış da

Değerleri kendi tohumundan yeniden filizlendirmişsen—

Ah! Diriliş budur, evet!

Kalbinle aklın aynı yıldırımda çakmış,

İkisi birbirine hükmetmeden birlikte yanmışsa —

İki ateş tek bilgelikte birleşmiştir, ey insan!

Zihninde bilgelik rüzgârı eserken

Kalbin kendi yargısına baş eğmemişse,

Ve hataları yargılarken

Aynada başkasını değil önce kendini görmüşsen;

Köpürmüş duygulara ait sesler arkandan seni çağırırken

Hayır! Sen yine de iyiliğin üstüne yürümüşsen —

İşte asaletin adı sensin, ey insan!

Sesin korkunun kabuğunu çatlatıp yankıya dönüşmüşse,

Ve bir soluk gibi kapalı zihinlere ulaşıp

Eski yanlışların paslı zincirlerini koparmışsa —

Hakikat seninle doğmuştur.

Zihinlerin aynasında yeni düşünceler dans etmiş,

Her bilgi, her deneyim göğün altında yankıya dönüşmüşse;

Ve bilgelik taşları yerinden oynamış,

Hakikatin nehirleri uyuşuk ruhların vadilerine taşmışsa —

Ah! Ne güzel taşkınlık!

Çünkü sorgulayan akıl, taşkınlığın kaynağıdır.

Sorgulamaların tembelliğin gölgesini ateşe çevirmiş de

Düşüncenin küllerinden yeni bir doğuşun nefesi yükselmişse;

Dilin suskunluğu kılıç gibi kullanmayı öğrenmiş,

Sessizliğin kusurun kalbine sevgiyle batmışsa —

Adaletin sesi, hoşgörüdür, ey insan!

Kalabalık uykunun nehrinde sürüklenirken

Sen karşı kıyıya yürümüşsen;

Ayakların uçurum taşına değmiş de

Çöküşünden bir basamak yapmayı öğrenmişsen;

Ölümün nefesiyle yaşamın soluğunu bir arada duymuşsan;

Yüreğinin gür sesi çaresizlerin taşına değip kıvılcım gibi sıçramışsa;

Kanayan ellerinle kırılmış kalplere dokunup da

Taş yerine sevgi koymuşsan temellerine;

Evet! Ruhun bir başkasının acısını hissedip

Acıma yerine görmeyi seçmişse kucaklayan —


İşte o vakit bilirim ey insan! Sen aykırısın —

Sıradışıların kavmi, az ama gerçek!

11 Kasım 2025

ODTÜ, Ankara


Yorumlar


bottom of page