top of page
Blog


İçsel Yankılar (Yeni Bölüm #42)
I. Sessiz dağ yollarında yürürüm uzun zamandır — vicdanın kendi fısıltısını bile duymadan. Yol mu beni seçti, yoksa ben mi yolu? — Kimin buyruğunda doğar irade, kim kime yürür: bunları bilmem. Rüzgârın savurduğu bir yaprak mıyım, yoksa o iç çağrının buyruğunda yürüyen mi? — belki her ikisi de, belki hiçbiri; ama bilirim ki vicdanın yönü, insanın arzularından daha eskidir. Ve eğer bilgelik, ait olmayanda saklıysa — ben o çağrının içinden doğdum; çünkü kutsal gök, öğretenler

Ergün Gültekin
22 Eki6 dakikada okunur


Üst İnsanı Mı Soruyorsunuz Bana?
Ey siz, sevgimin sahibi gençler! Üst insanı mı soruyorsunuz bana? Öyleyse yaklaşın ve dinleyin — Tıkalı kulaklarla değil, keşfeden bakışlarla! O, sahip olduklarının esiri değildir. Zira bilir ki: en büyük yoksulluk, sahip olmak için çırpındığı şeyin ona kim olduğunu unutturmasıdır! Güvenilirdir! Ama güveni söz verdiğinde ortaya çıkmaz — hiçbir vaat ortada yokken hissedilendir. Özgüven sahibidir! Kendini sevmesi ve inanması, başarısızlığa da barışla bakmasındandır. İyimser

Ergün Gültekin
20 Eki2 dakikada okunur


Ey Can, İyiyi Büyütmek Mi İstersin?
Sevgi uysallıkta değil, yiğit gönüldedir, Zira korkak kalp, rüzgâr önündedir. Sevmeyen yalnız taşır yükünü de Sevenin yolu nur içindedir. Ey can, korkudan değil sevgiden doğ, Çünkü bu dünya, sevenle dirilendir. --- Bir yan uyku ister, öte taraf yanar, Ama ikisinde gizli bir imtihan var. Ah! İçteki kor sönerse can donar da Gönül pişmezse ömür ziyan kalır. Ey dost, huzuru aşkla yoğur, Yoksa pişmeyen gönül ham kalır. --- İyilik tohumu saçtım sessiz, Toprak gibi gönül de sabı

Ergün Gültekin
19 Eki2 dakikada okunur
bottom of page
