
İçsel Yankılar (Yeni Bölüm #38)
- Ergün Gültekin

- 7 Eyl
- 3 dakikada okunur
Ey dostlarım! Bilirim hepinizin yolları vardır; her birinizin tuttuğu yol, sizden bir şey götürür. Ve bilirim, sahiden bu sizi yorar. Evet! Duyarsızlaşan her amaç yoksunu, atılmışlık duygusuna kapılır da değersizlik boşluğunda bocalar.
Ama bilin ki kınayıp ayıpladığım bu değil! Hayır! Yanlışı kabullenmeniz, kötüye uyum sağlamanız ve ümidinizi bırakıp teslim olmanızdır, asıl beğenmediğim.
En büyük tehlikenin dışarıdaki değişim olduğunu mu sanıyorsunuz, ey dostlarım? Hayır! O, olumsuzluğa uyum sağlayıp amaçsızca sürüklenmek ve zamanla olup bitene duyarsız hale gelmektir.
Evet! Asıl geleceği ilgilendiren en büyük tehlike: bir yanlışın artık, yanlış olmadığını bilemeyecek hale gelmektir!
...
Bencil ve adalet düşmanı derim ben: yaşamın tuzaklarını ‘günümüzde geçerli olan’ diye benimseyen ve değerleri un ufak eden, tüm uyumlulara!
Ey dostlarım! Uyumlu olmak, başımıza gelen felaketin gölgesine sığınmak değildir. O, yaşanan sıkıntıyı ortadan kaldırmak için dimdik durmak ve ayakta kalmak istemektir.
Evet! Adaptasyon, uyum sağlamak değil – yanlışı düzeltmek ve eksiği tamamlamak için yaşama büyük bir hırsla tutunmaktır!
Evet! Şöyledir bu sözün doğrusu: Üstün kişinin; -bulunduğu ortamı daha iyiye evirmek için- hem adaletin kendisi hem de o adaletsizliğin sancısı olmayı istemesi gerekir.
Sahiden, büyük bir istekle kendinize sormanız gereken soru budur, ey dostlarım: Bulunduğum ortamda eksik olan ne ve ben –varlığımı anlamlı kılan bir misyonla– onu nasıl tamamlarım?
...
Ben mi, neden ümidini kaybetmeyenim? Ben zorluk çekerken bile zihnimi bilginin ve gönlümü değerlerin yoğurduğunu hissedenim. Ve hala idrakimde huzur varsa, bu onun içinde zorlu mücadeleye hazırlık istemi olmasındandır.
Ah! İşte ben, varlığımı anlamlı kılan bu misyonla, eksiği tamamlamaya çağrılıyım. Çünkü bilirim: eksik olanı görüp yerine koymayan, yanlışı bulup düzeltmeyen ve ortada olmayan güzelliği bir gayretle var etmeyen; kendi ruhunun ışığını da söndürür.
Hayır! Bedeli ödenmeyen, çilesi çekilmeyen hakikat yoktur. Ah! Adalet isteyen kişi, önce acıyı göze almalı ve içsel bir dönüşümden geçmelidir.
Ey dostlarım! İşte böyle kendinizle sessiz bir iletişime geçin. Evet! Siz de olumsuzluklara gülümseyerek yürüyün. Eğer adalet vaat eden zorluğu kendi yolunuz kılarsanız: tutsaktır adımlarınız başarıya ve yüceye damgalıdır yolculuğunuz.
...
Ah, evet! Burası, yıkılması ve yeniden inşa edilmesi gereken bir yerdir. Bak! Nasıl da şimdi öfkeyle saldırıyor adaletim bu çürümüş düzene karşı. Duvarlardan parçalar kopuyor: ama ne ilgilendirir ki beni?
Ey dostlarım! Bir defasında şöyle demişti kalbim bana: ‘Bugün eksikliğini duyduğumuz şey adalettir ve onsuz yaşam kendi cehennemini yaratır.’
Evet! Adaletin kılıcını ben gösteririm önce kendime ve kendime sunar gibi sunarım her zalime – böyle konuşsun adaletiniz de sizin yüreğinizde!
Ama ne ilgilendirir ki bu beni? Ey dostlarım! Burayı yeniden inşa etmek ve yaşanabilir bir mekâna dönüştürmek, bize amaç olarak yetmez mi?
...
Hareketsiz kalmak, yere yığılıp sızlanarak beklemek ve böylece yaşamı yok etmek mi? Ah, bu büyük yılgınlık her zaman uzak olsun sizden! Çünkü hayattan pay alanlar, düştüğü yerden kalkanlardır.
Ey dostlarım! Budalalık etmeyin – başarı büyük bir karmaşanın içinden çıkar ve zaferin değerini artırır.
Evet, sürekli bir teyakkuz bulunmalı sizin yaşamınızda! Tutkuyla erişmek istediğiniz kutsal bir amacınız olmalı.
...
Ama adalet haykıran yüreğinizle beklentisiz veren olun insanlara, dostlarım: Eğer ben insanlardan bir şey isteseydim, onların da benden karşılık beklemesine nasıl dayanırdım?
Hayır! Ben kimseden bir şey istemem; eğer ki yüreğiniz iyiyi büyüterek ideali yaysın yeter!
İyisi mi yapıp ettiklerinizle hayatın kurucu parçası olun, böylece nefes nefese üretkenlikle etrafınıza fayda katın!
Ey dostlarım! Buna önce siz inanmalısınız: bizzat sizin aklınızda, sizin iradenizde, sizin çilenizde ve sizin adaletinizde şekil bulmalı amacınız!
Ah! Kimileri gurur duyar süslü koltuklardan, unvanlardan; ama siz değerlere hâkim olun, ey dostlarım - çünkü üstünlük bundadır!
Evet! Benim gururum, en zorlu sorunlarla mücadele etmek isteyendir: budur gururun ve kudretin gerçek öğretisi – evet, ben bunu öğretiyorum size.
07 Eylül 2025
Oran, Ankara




Yorumlar