
Bir Kalbi Affetmeyen Yücelik, Hangi Dağda Düştedir?
- Ergün Gültekin

- 22 Ağu
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 25 Ağu
Ey dost!
Önce bilgiyi buldum da sandım ki sır odur.
Ama gönlüm sordu:
“Gönülde yanmayan nur, geceye kandil mi olur?"
Ah! O an kalbim bir sızıyla uyardı:
İyiye ulaşmayan doğruyu neyleyeyim.
Kalplere dokunmayan vicdansıza, dilimle ne söyleyeyim?
...
Ey gönül!
İyi bana ufku getirdi de genişlik dedim odur.
Ama içim dedi:
“Dokunmayan eylem, hangi gökte asılı durur?”
Ah! O an gönlüme seslendim:
İyiyi görüp güzeli yaşamayan, kökünde kurur,
Hisle beslenmeyen eylemse, ufuklara varmadan yorulur.
...
Ey can!
Güzel ahlak bana huzur getirdi, dinginlik sandım odur.
Ama kalbim fısıldadı:
“Kendiyle yetinen huzur, hangi gönlü doyurur?”
Ve o an kalbim bir boşlukla inledi:
Eksik olan fayda, güzeli çabuk soldurur,
Yalnız kendine ait sevinçse, karanlıkta kaybolur.
...
Ey dost!
Faydayı buldum da sandım ki cevher odur.
Ama gönlüm sordu:
Değerden yoksun fayda hangi ömürde durur?”
Ve o an şaşkınlıkla mırıldandım:
Eksik olan değer, faydayı kurutur,
Vicdanla birleşmeyense, sonunda yitip savrulur.
...
Ey sevilen!
Asalet bana yüceliği getirdi de sandım ki zirve ondadır.
Ama gök seslendi:
“Bir kalbi affetmeyen yücelik hangi dağda düştedir?”
Ah! O an gönlümde bir sır seslendi:
Eksik olan merhamet, insana tacını verirmiş,
üstün insan ise sevgiyle hakikate erermiş!
22 Ağustos 2025
Sabiha Gökçen, İstanbul




Yorumlar