
Hadi! Dinleyin Şimdi Beni, Size Olan Sevgimle!
- Ergün Gültekin

- 20 Ağu
- 3 dakikada okunur
Ah! Ah! Yaşam — gaddar öğretmenim! Güneşler söner, öğretiler çürür, gençlik ufalanır; fakat geçen zamanın soğuk nefesi kalır ardında!
Başarılarım mı? — doruklarda değil, düşülen uçurumlardadır! Yanlış yollarda, yuvarlanılan çukurlarda kanayan dizlerim, işte onlardır benim can yoldaşım!
Ve ben, utanmam yaralarımdan; çünkü hatalar, yol gösterendir! Ah! Ben açarım yaralarımı gözlerinizin önüne, ta ki siz aynı taşa çarpmayasınız diye!
Hadi, dinleyin şimdi beni, size olan sevgimle:
Alçakgönüllülük! — Ey göğe uzanan küçüklük! Eğildikçe mi büyürsün, yoksa büyüdükçe mi eğilirsin? Ah! Diz çökersin — alnın yıldızlara değerek!
Cesaret! Ah cesaret! — kimin cesareti var bana söylesin! Ha! Yoksa Kılıç sallamak mıdır benim cesaretim? — Hayır! Kendi korkuma yürüyenim! Güçsüzü ezen aslan çakaldır; ben ise dengimi seçenim!
Dost! Dost! — neredesin sen? Tatlı dil misin yoksa sen? — ah, şımartır da büyütmez o! Gerçek dost acıtır sevgisiyle! Evet! Severim dostu: yarayı göstereni, aynı acı eliyle kucaklarken benimle ağlayanı!
Üstün kişi! — O başkasının yıldızını söndürmez! Hayır! O, başkasının ışığında kör olmaz da! İşte odur üstün kişi: başkasının yüceliğinde kendi utancını bulan, ama yine de o utancı taç gibi başına koyan!
Amaç! — Hangi amaç ki benim? Ha! Başkasının gölgesinde solacak mıyım? Yoksa kendi güneşimi mi doğuracağım? Eyvah! Amaç: sahnenin ortasında ateş olmaksa — ben de yanarak mı parlayacağım, yoksa küle mi döneceğim?
Gerçek! — Tehlikesiz doğar mı o? Hayır! Kan ister, ter ister, uykusuz geceler ister! O zaman sorarım kendime: hakikatim nerede? Dilimin üstünde mi yükselecek, yoksa korkularımın sessizliğinde mi çürüyecek?”
Ne! Ego mu! — Aynasında dev sanır kendini; fakat ayna kırıldığında bir cüce kalır ardında! Ah, ego! — kendi yıkımımın maskesi! Ben de hor gördüm seni sevmeyeni; ta ki gölgeler içinde kendi çirkinliğini saklayanı görünceye dek! Ve öğrendim: en büyük kibir, kendini saklamakmış; çünkü saklanan şey, çoktan çürümüş olanmış!
Bencillik! — köpürmüş dalgaları sahiplenmek istemedim, dalga sahibini boğar diye! Ama meğerse, kendi mezarını denizin ağzına bırakanmış, bencil! Git! Git! — bencil ol bana, git ve bırak beni kendime!
Ey, Vicdanım! — Ellerimle diktim diken tarlasını ve ilk ben seninle kanadım! Ve seninle öğrendim utanmayı; evet, insan olmayı! Ama ah! — gözyaşı bile sevinçmiş, düşmek sandığım meğer, ayağa kalkışın ta kendisiymiş!
Gıpta! — ‘Ben de büyümek isterim!’ diyen gizli çığlığım! Ah, kıskançlık çürütür; ama gıpta, eksikliğin küllerinden doğan kuştur! Sandım ki eksikliğim beni küçültür; ama meğer o, beni göğe kaldıran kanatmış!
Kibir! Kibir! — çürük tahtta oturan cüce, dev gibi görünmek ister! Ama taht kırıldığında, dev mi kalır, yoksa çukurun maskarası mı? Ve ben — ah, acaba ben de o tahtta mıyım?Hayır! Ben istemem! Yok, istemem! Çökmüş kayanın üstünde yükseldiğini sanan bodur bir çam, olmak istemem!
Arzularım! — köpürmüş at sürülerim! Koşturmayın beni hep uçuruma! Hayır! Ama ya ben mi koşturuyorum sizi? Ah! Dizgin mi elimde, yoksa elim mi sizin dizginizde? Ve yıldızlara sürecekken sizi, ben mi düşeceğim uçurumdan kendime?
İnanç! — Sebep aramayanın uykusu mu bu? Hayır! Maskelenmiş bilgisizliktir o, bilgelik diye saklanır! Eyvah! Yaklaşıyor o gün: gözlerim karanlıkta mı kalacak? Ve ben mi inandım yoksa yan gelip mi yattım?
Deneyim! — Doruk sarhoş eder ama uykudur! Ve uyanışı ben çukurda buldum! Kim mi öğretti bana en sert dersi? — Ah, dizlerimdeki kandan öğrendim ben! Evet! Düşmekmiş meğerse gerçek öğretmen!
İşte budur bu saatteki doğrularım, ey aykırılar! Ben size yara ile konuştum, kan ile yazdım! Ne! Sevgi mi istiyorsunuz? — alın! Ama bilin ki sevgim yıldırımın sevgisidir: dinleyeni hem yakar hem aydınlatır, hem dondurur hem uyandırır!
20 Ağustos 2025
Maltepe, İstanbul




Yorumlar