
Hayır! Siz Bir Kurtarıcıya Değil, Kendinize Mahkûmsunuz!
- Ergün Gültekin

- 6 Ağu
- 4 dakikada okunur
Ah! Ben çoğunluktan ayrıldığımda karanlığa düşmedim, gölgemi orada buldum. Ve siz hala sanıyorsunuz ki yalnızlık, terk edilmişliktir. Hayır! Ey insanlar! Yalnızlık, geçmişten kalan boşluktur. Orada ya pişmanlıkla sızlanır insan ya da uyanır, hakikate yürümeye başlar. Evet! Kendi sessizliğinde çarpan vicdan, en yüksek çığlıktır.
...
Ben yalnız kaldığımda göğsümde bir yıldız yandı çünkü hakikat, önce içte yanar. Ey insanlar! Siz onu dışta aradınız, sözlerde, övgülerde, törenlerde. Ama hakikat, çığlıkla değil, yürekte yanarak konuşur. Ah! Kim ki kendi içini yakmazsa, dışarıya söz söylemeye hakkı yoktur.
...
Ben kalabalıklar arasında yürürken en çok yalnızlığımı sevdim. Zira orada ne alkış vardı ne ayıplama , evet sadece ben vardım. Ey insanlar! Siz, hâlâ başkalarının gölgesinde arıyorsunuz yönünüzü. Ama asıl istikamet, göğe ait olan kutsal değerlerdir. Ve Işık, yalnız adalet, hakkaniyet, merhamet, sevgi, eşitlik gibi değerlerle yürüyene aittir.
...
Ah! Ben irademi gönlümün en derin çukuruna indirdim; orada ne ses vardı ne güneş; sadece vicdani sınanma. Sizse başkalarının izinde yürüyüp onu kendi yolunuz sandınız. Ah! Yürüyen çoktur, ama kendi yolunu çizen pek azdır. Ey insanlar! Hayır! Uçup giden değerleri yeryüzüne geri döndürün, tıpkı benim yapmak istediğim gibi – evet, geri döndürün hayata ve eyleme: yeryüzüne yön versin diye, bir üst insan doğsun diye! Haydi! Kendi yelkeninize neşeyle üfleyin. Zira ayakları başkasının yolunda olan, yüreğini kendi pusulasıyla bulamaz.
...
Ben içimde bir kuş taşıdım da onu kimseye göstermedim çünkü kendi hayaline tutunup uçamayan herkes, kafese layık görür onu. Ah! Ne zaman cesareti kutsadılarsa da ardına prangalar eklediler; altınla cilalanmış, esaretle yoğrulmuş. Ey insanlar! İzin vermeyin ümidinizin yankısız dağlara kaçmasına ve kanatlarıyla suskun uçurumlara düşmesine! Zira çoğunluk, bencil arzulara secde etmeye hazırdır ve kaybolan ümitler hep birilerinden alkış arar. Hayır! Hayallerinizi başkalarına fedai yapmayın! Çünkü cesaret, sadece yalnız kaldığında hakikatin çehresini görür.
...
Ben kalabalıklar içinde yürüdüm ama tek bir özgür ruha rastlamadım sadece esaretin bedelini gösterip gururlananlar gördüm. Ah, hâlâ barınıyor göğsünüzde tüm bu eğilmeye alışmış arzular ve diz çöken sevinçler. Ne! Yoksa siz buna özgürlük mü dediniz; kendi ayağınıza kendi zincirinizi bağlayarak, onu maharet mi sandınız? Ah! Kim ki insana ait gelenekler zincirini öper, esareti kutsar.
...
Ben her günüme yazgı değil, isyan yazdım çünkü burada adalet, zorbaların uydurduğu bir şarkıdır. Evet! Hâlâ savaşıyoruz adım adım, adalet denilen devle ve şimdiye dek tüm insanlığa hükmetti haksızlık, güçlüye şırnaşarak. Ey insanlar! Siz, kaderin gölgesinde saklandınız; kolaya ise yazgı dediniz. Oysa kolay olan, baş eğenin geçebildiği kapıdır. Hayır! Yeryüzünde adalet, savaşla, kılıçla açılır — dua ile değil.
...
Ben size önderlik vadetmedim sadece kendi gölgenizle yüzleşebileceğiniz bir ayna tuttum. Ve siz hâlâ bekliyorsunuz: biri çıksın, sizin yerinize karar versin ve siz ona “kurtarıcı” deyin. Hayır! Varlığınız ve erdeminiz yeryüzünün anlamına hizmet etsin, kardeşlerim: ve yıkın bu bencil dünyayı ve ona ait olanları!
Hayır! Etik değerlerle tutarlı insanlar olun! Kutsal olanın değerini siz belirleyin yeni baştan! Zira başkasının yasasıyla yürüyen, kendi göğsünde huzuru yaşayamaz.
Ey insanlar, yeryüzünün halifeleri! Yıkın tüm yozlaşmış düzeni! Kim ki kutsal değerleri yeryüzünde yaşatmaz, hep başkasının hikâyesinde figüran kalır.
...
Ben kendimi aşmadan kimseyi uyandıramazdım çünkü hakikat, yalnızca kendi büyüklüğünü inkâr edene, hiç olduğunu bilene açıktır. Siz ise herkesi ilahlaştırıp kutsadınız ama kendi adımlarınız hâlâ ona zincirliydi. Ey insanlar! Beden kendini bilinçle arındırır; o kendini bilgiyle sınayarak yükseltir; idrak eden kişide tüm dürtüler hikmetle büyür; ve yükselmiş kişinin aykırı ruhu kutsanır. Ama siz hâlâ aynada başkasını beklersiniz, kendi vicdanınıza bakmadan. Ah! Kendi arzularını yakan, başkasını da aydınlatır.
...
Ey kendine dokunmadan başkasını doğrultmak isteyen! Önce yardım et kendi yüreğine: ancak böyle yardım edersin zalime. Evet! En iyi yardımdır ona, kendi kendini iyileştirenin onun kalbine dokunabilmesi.
Ey insanlar! Siz, çürümüş hayallerinizi “sabır” diye örttünüz, hastalığınıza “çaresizlik” adını verdiniz. Oysa kendi ilacını içmeyenin duası boştur. Evet! Bir emekle iyileşmeyen, ancak bulaştırır. Hiç okumaz mısınız?
...
Ben size kendinizi geliştirmeyi önerdim ama siz hâlâ başkasını arıyorsunuz. Evet! Kendinize dokunmaktan korktunuz çünkü orası karanlık, çünkü orası sizdiniz.
Ama ben orayı eşeledim ve gördüm ki, korkunun en dibinde özgür irade bekliyor. Ah! Onu oradan çıkaran, kendini doğurandır. Evet! Kim ki kendini doğurmaz, hep başkasının çocuğu kalır.
...
Ey insanlar, çok sevilenler! Öğreten insanın büyüklüğü, bir gün unutulmasıyla ölçülür. İşte bu yüzden ben öğreten olmadım size, hep yanlışı unutturmak için konuştum. Oysa siz hep birilerinin bilgilerine sarıldınız ama kendi doğrularınızı bulmaktan uzaklaştınız. Ah! Sadece dinleyen olarak kalırsa insan, bilgeliğin hakkını vermemiş olmaz mı? Ey insanlar! Kim ki okumaz, öğrenmez değerleri, hâlâ boyun eğendir birisine. O vakit, neden yolmak istemiyorsunuz, büyüklenenlerin başındaki çelengi? Zira çelenk yücelik değilse, sadece süstür.
...
Ben size kurtuluş vaadiyle gelmedim, ey insanlar; çünkü kendini kurtarıcı bilmek, kibirlenmenin diğer şeklidir. Hayır! Siz bir kurtarıcıya değil, kendinize mahkûmsunuz. O yüzden artık yalvarmıyorum size: karar sizindir. Ya dosdoğru olup yürürsünüz ya başkalarının kayığında sürüklenirsiniz. Ama unutmayın: İrade etmeyen, her zaman itaat eder.
...
Ey insanlar! Sevgimin sahipleri! Sahiden, öğüdüm olsun size: uzaklaşın erdemsiz insanlardan ve koruyun kendinizi cehaletten! En iyisi, utanın onlardan çünkü utanmayanın ardında giden, onun suçunu sırtlanır! Hayır! Kim ki cehaletle dostluk kurar, hakikatin düşmanıdır! Ah! Kendi kendini uyandırmayan, her zaman başkasının uykusuna hizmet eder! Unutmayın: Gözlerini kapatana değil, hakikati haykırana yakışır gelecek!
06 Ağustos 2025
Sinop




Yorumlar