
İyileştirmek İster Asil Kişi, Zalime Üzüldüğü İçin!
- Ergün Gültekin

- 27 Eyl
- 4 dakikada okunur
Mutsuz musun, kardeşim? Evet anlat bana. Açıkça okuyabilmeliyim gözlerinden: ne ile mutlu olmak isteyensin?
Ah, o kadar arzu duyulur ki mutluluğa! Evet, öyle pişmanlıkları vardır ki üzülüp kırılmışların!
Ama bir pes ediş olmadığını duymak isterim senden. Hadi, anlat bana!
Ah, o kadar çok öfke vardır ki dinlediğim, bir kaçış olmaktan başka işe yaramaz onlar: mutsuzluk dolu ve doğrudan uzaklaşan.
...
“Artık onlarla aynı yanlışları taşımıyorum” desen bile bana, bir yakınma ve bir sancı olarak kalacak bu içinde.
Bak, tam da bu huzursuzluk bir sancı doğurdu sende: ah! idealin son pırıltısı hâlâ ışıyor senin bana seslenişinde.
...
Kardeşim, kendi aynanı sen tutabilir misin kendine ve kendi yaşam amacını bir kılıç gibi asabilir misin boynunun üstüne?
...
Ne! “Zalimlerden ve yalanlarından yoruldum!” diye mi haykırıyorsun?
Oysa günün birinde mutsuzluktan kaçmak yoracak seni, günün birinde uzaklaşmanın verdiği mutluluk iki büklüm olacak ve pişmanlığın artacak.
“Ne diye kalıp mücadele etmedim!” diye bağıracaksın kendine günün birinde.
...
Hak etmedim mi diyorsun kendine? Sana hükmeden acını duymak isterim önce, nasıl zorbalardan kaçıp kurtulduğunu değil.
Bir mutsuzluktan kaçıp mutluluğa kavuşmaya layık mısın sen? Ah! O karanlık ruhlar! Senin elinden iyileşmeyi bekleyenler!
...
Mutluluğa ulaşmak isterken gönlündeki son kutsal amacı da bırakıp kaçan mısın yoksa?
Ah! Kendi vicdanının mahkemesinde baş başa kalmak ne korkunçtur. Evet! Bir katilde böyle anlatır yalanlarını kendine, vicdanın suratsız yüzüne ve buzlu soluğuna.
...
Söyle bana: Kendi tercihlerinin yargıcı ve celladı olabilir misin, sen?
Hayır! Bahanelerle kaçıyorsun; ama ne denli uzağa kaçarsan kaç, o denli yakın bulacaksın kendini, vicdanın kırbacına.
...
Onlara acı hakikatleri söyledin ve arkanı dönüp gittin, ha! Asla bağışlamayacaklar bu yaptığını, kardeşim. Evet! En çok konuşup terk edenden ve gülümseyerek el sallayıp gidenden nefret edilir.
“Nasıl olur da bana iyi davranırsınız” demeliydin – “Şüphesiz ben sizden gelecek acıyı kendime daha layık görüyorum!” Evet! Bunu böyle söylemeliydin. Aykırı ruhuma ant olsun gururum bunu sever!
...
Gitmek mi doğru olandı dedin sen? Bu yanlışa ikna olmaktan koru kendini kardeşim!
Şiddetle gazabı kusar ve tehdit ederler, hakikati söylemek isteyene: ama bu yüzden daha fazla mutlu olmalısın kardeşim, iyiyi büyütmeyi dileyen bir aykırı olmak istiyorsan eğer!
Evet! Şaşkınları kendi yanlışlarıyla bırakmak ve kaçıp uzaklaşmak yerine, alayla gök gürültüsü kusan bir sevgi olmalısın! Kucaklayıp yutan bir merhamet!
...
Seni gerçekten öfkelendirip üzecek en kötü düşmanın mı kim? Ah, sensin o! Evet! Her zaman kendine zulmeden, sen ve senin duyguların olacak!
Yat pusuya! Tetikte ol! Sen kendini gözetle uykusuz gözlerle, kendini izle uyanık bir zihinle.
Öfke nöbetlerinden de koru kendini! Duygusu köpüren kişi çabucak uzaklaşmak ister haksızlıktan. Hayır! İnsanlara lanetini değil, sevgini uzatmalısın sadece; ve isterim ki sıra dışı kalbinde bir karşılık beklemek de bulunmasın!
---
Bugün hâlâ eziyet çekiyorsun yanlışlardan, sen ey kardeşim; cesaretini ve umudunu yitirmediysen henüz, parlayan güneşe hürmeten kulak ver sesime!
Kardeşim! kendini gerçekleştirmeye yürürsün, ömür denilen yolda! Evet! Zorluk ve haksızlıklarla yoklanır duyguların.
Kendini yargılamak istemelisin kendi vicdan ateşinde: ah! nasıl üstün olmak isteyebilirsin ki her yanlış yapanı ardında yalnız bırakarak?
...
Kardeşim! Fayda üretmek ve değer yaratmak mı istiyorsun? O halde kollarını kavuşturup surat asma! Gülümseyerek baş selamı ver her köpürmüş duyguya. Yumruklarını sık da meydan okusun ateşin kendi ruhuna!
...
Kardeşim, erdemin yolundan mı gidiyorsun? Hayır! Rahatını seviyorsun sen ve bu yüzden ardına bakmadan kaçıp gidiyorsun, ancak bencillerin yapabildiği gibi.
Pes etme, ha! Başkasını eleştirmeyi bildiğin kadar kendini sorgula! Yanlışlarla değil, gerçeklerle yüzleş!
...
Üzüldün mü yoksa? Hayır! İyileştirmek ister asil kişi, zalime üzüldüğü için!
Ah! Doğruları var etmek zorunda olmayan ne anlar ki yüce göğün kutsal sevgisinden?
...
Üzerine çöken olumsuzlukları neden ebediyen devam edecekmiş gibi hissediyorsun, ey kardeşim!
Hayır! Seni nasihate muhtaç bulsam da aslında sen kimseye muhtaç değilsin.
...
Bir umutsuzluktan, bir yönsüzlükten iyiyi var etme misyonunu mu unuttun? Hayır! İnsan olma görevini ve başkalarının senin üzerinde hakkı olduğu düşüncesini unutma!
İçinde bulunduğu ortamın acısını çeken ve bir çıkış yolu yok mu diye arayış içinde olan sana sesleniyorum:
Benim sevgimle geri dön, kardeşim. Dön yanlışların yurduna! Adalet, merhamet ve sorumluluk bilinciyle, geri dön!
Zihnindeki bilgiyi, kalbindeki iyiliği; çevresine fayda ve başkalarına değer yaratacak bir eyleme dönüştürmeye çalış!
Hayata olumlu anlamda dokun: iyiyi büyüten, adaleti tesis eden ve kötülerin ıslahını sağlayan iyilik dolu yürek ol!
Ama unutma! Bazen anlaşılamayan olman, neyi ne zaman söylemeyi bilmemen yüzünden olabilir. Bazen susmak ve doğru zamanı beklemektir, doğru olan!
...
Ey çok sevilen! Ayağa kalk ve kendine şunu söyle: Hâlâ varlığa devam etmek istiyorum, arınmış ve güçlü bir şekilde devam etmek istiyorum!
Olup bitene razı ol, hayatla boğuşmamayı öğren ama rıza da gösterme; hep daha iyisine talip ol ve harekete geç!
Bu soylu amaç için iyimser bir ruh hali, ümit dolu bir niyet ve kararlı bir yönelim göster!
...
Kardeşim! Senin dışında yozlaşmış bir dünya var, biliyorum. Ama orada yapılacaklar da var. Elinin uzandığı kadar ıslah hareketine giriş. Bu canlı, dinamik amaç seni motive edip harekete geçirsin.
Bugün anlaşılamadığını hatta açık hedef olduğunu düşünüyorsan, aklını kullanarak hareket et ve sabret! Unutma: Yaşamayan bir ölünün faydası yoktur, yaşayan ölümlülere!
Bunu iyiyi büyütmek ve etraftaki insanlara faydalı olmak için yap. Doğru zamanda, doğru işler yapmak ve hayatın ortasında kurucu bir unsur olmak için sabret!
Unutma! Özgüven kaybı, sabretmenin en büyük düşmanıdır.
...
Benim sevgimle geri dön, kardeşim. Dön yanlışların yurduna! Adalet, merhamet ve sorumluluk bilinciyle, geri dön!
Dön ki merhametli, bağışlayan, başkalarına hep ikinci şans verenlerden olasın. Dön ki bir amaç belirleyip, o amacı bir ümitle var kılanlardan olasın.
Evet! Ben bunu öğretiyorum sana!
27 Eylül 2025
Çukurambar, Ankara




Yorumlar