
İçsel Yankılar (Yeni Bölüm #20) – E2
- Ergün Gültekin

- 9 Haz
- 2 dakikada okunur
DEVAM :
Cümlesini daha bitirmemişti ki, başımın yanına biri daha geldi: E2. Başını yavaşça iki yana sallıyordu. “Hayır,” der gibi. “Onun sözü değil senin cevabın. Benim sözüm daha iyi. Böyle söyle.”
Yüzünde iddia yoktu; gurur da değildi o — yalnızca bir göl gibi: hareketsiz, ama derin ve yansıtıcı bir inançtı. İyi olanı, doğrunun önüne çeken… Ona göre iyi, çıkılacak bir zirve değil — içine inilmesi gereken bir çukurdu.
Sevgi dokulu bir sesle konuştu:
Hayır! E1 sana yön gösterdi — ama yalnızca kendi gölgesinde yol çizdi. Yol yaptı — ama yolculara toprağı unutturdu. Kendi yönlendirmesiyle yükseldiğini sandı — ama yalnızca kendi yankısını büyüttü!
Sen şimdi beni dinle. Ben insanlara liderlik etmem — çünkü her biri kendi içinden yürümeyi öğrenmeli. Ben sessizliği seçerim — çünkü başkasının içindeki sesi duymak isterim.
E1 talimat verip bağırır, yön gösterir — ama gürültüde yalnızca itaat büyür. Doğruyu söyleyebilir ama bu her zaman iyi değildir!
Ve şimdi sana soruyorum: Bir ağacın gölgesi mi büyütür meyveyi, yoksa toprağın sessizliği mi?
Ben sana insanların kendi yönünü bulması için susarak konuşan erdemi gösteriyorum. Ben sana ışık olmakla yakmak arasındaki farkı söylüyorum.
O yaktı — ama kimse ısınmadı. Ve ardından gelenler onu anlamadığı için izlemedi — yalnızca doğru söylenene itaat ettikleri için, yalnız kaldıklarında karar veremediler. Bu, onların gelişimini engelledi.
Onlara de ki: Liderlik, önde olmak değil — liderliğin mümkün olduğunu başkalarına öğretmektir!
Çünkü ben Ahlâkı akılla tartarım, kararları birlikte alırım, özgürlüğü başkasının özgürlüğünde bulurum.
Lider dediğin yol açar ama geçmez; söyler ama dayatmaz; konuşur ama hükmetmez. En yüce erdem, birlikte karar vermek ve sonra geri çekilmektir!
Hayır, E1. Sen doğuruyorsun, evet, ama çocuklarını yetim bırakıyorsun! Liderlik, fırlatılmış bir kılıç değil — paylaştırılmış bir sofradır!
Ah, sen yıktın… Ama inşa etmeden geçtin! Bize ne kaldı geriye? Harabeler mi, korkular mı?
Ben susuyorum — çünkü herkesin içinde konuşacak bir akıl olduğuna inanıyorum. Liderlik, başkalarının iç sesini bastırmak değil — o sesi duymayı kolaylaştırmaktır.
Ben birlikte yürümeyi seçiyorum. Evet, sen öne geçtin! Ama kim döndü arkadan bakınca? Liderlik, herkes döndüğünde hâlâ orada olmaktır.
Ben E2’yim — yani ahlakın taşıyıcısı, ödevin savunucusuyum. Eylemimi aklın evrensel yasasında test ederim: Bu davranışı herkes yapsa, bir dünya kurulabilir mi?
Hayır, liderlik senin sandığın gibi hükmetmek değil! Liderlik, kenara çekilip diğerlerinin yükselmesini izleyebilmektir!
Ve soruyorum şimdi sana, ey bağıran irade: Kararın doğru olabilir… Ama iyi mi?
Evet! Ben susarım, çünkü insanlarına güvenen konuşmaz — ortak aklın doğmasına izin verir!
...
09 Haziran 2025
Oran, Ankara




Yorumlar