top of page

İçsel Yankılar (Yeni Bölüm #25)

E2, suskunluğunu bir aynanın avuçlarına koydu; gecenin sessizliğinde. Ve ayna, E2’ye fısıldadı:

“Ey geceyi avuçlarında tutan! Söyle bana: İhanetin en sessiz yüzü nedir?”

Ve E2 aynaya baktı, bir nefes aldı ve dedi ki: “En büyük ihanet, övgünün kılığına gizlenir — çünkü övgü, sadakatin gölgesinde ihanetin tohumunu taşır. Ah! Alkış, tatlı bir zincirdir: kalbi bağlar, nefesi düğümler, kökü söker. Aman unutma ey ayna: Kim seni alkışla yanında tutarsa, sana zincir vuran odur. Ve bil ki, alkışla beslenen, alkışla gömülür.

Evet! Övgüyle gelen sadakat, suskunluğu boğar, değil mi?”

...

Ve ayna yeniden mırıldandı:

“Ey suskunluğunu çöl rüzgârına bırakan! Peki, aykırılık hangi adımda dirilir?”

Ve E2 aynada kendi yankısını gördü, dudaklarında geceyi taşıyarak dedi ki: “Aykırılık, kalabalığın alkışını işittiğin anda durmayı bilmektir. Çünkü alkış, ruhu uyutur; durmazsan adımların başkasının yoluna sürülür. Ah! Aykırı olan, alkışın ortasında bile kendi suskunluğunu işitebilendir.

Evet! Suskunluğunu duyan, zincirini çözer, değil mi?”

...

Ve ayna fısıltıyla çağırdı:

“Ey E2, affetmek hangi yüreğin sınavıdır?”

Ve E2 aynaya eğildi, gözlerinde bir ay ışığı belirdi: “Merhamet, zalime verilir ki senin içindeki zalim uykuda kalmasın. Çünkü affetmek, başkasının zincirini değil, önce kendi göğsündeki düğümü çözmektir. Ve bil ki, bağışlanmayan her zulüm, insanda yeni bir gölge doğurur.

Evet! Merhamet, gölgelerin geceye dönmemesi içindir, değil mi?”

...

Ve ayna gece gibi sordu:

“Ey suskunluğu taş gibi saklayan! Peki ya hakikatin yükünü nasıl taşırsın?”

Ve E2 aynada ince bir çatlak gördü, başını kaldırdı, dedi ki: “Hakikat, taş gibi elde tutulmaz; onu taşımak, yanlışlanmaya izin vermektir. Ah! Yanılmaz olana sarılan, taş kesilir de hatasına ışık tutan, hakikatin toprağında filizlenir. Ve her devrilen taş, bir tohumun yuvasıdır.

Evet! Kendini yıkmadan hakikati diri tutamazsın, değil mi?”

...

Ve ayna yeniden yankılandı:

“Ey yolunu doğrulara bağlayan! Doğruyla övünmek hangi taşın içini oyar?”

Ve E2 elini aynaya yasladı, dedi ki: “Övünme bir doğruyu tuttuğunla; çünkü her doğru, seninle eskir. Ah! Erdem, yanlışın içinden başı dik çıkmaktır. Zira bir yanlıştan dirilenin yükü, bin doğrunun yükünden ağırdır. Ve bil ki, doğrular taş gibidir; ama yanlış, içinden filizlenen bir yankıdır.

Evet! Yanlış, kendini doğurana yeni bir ses verir, değil mi?”

..

Ve ayna, E2’nin gönlünden işitti:

“Sustukça yankılan; kendi suskunluğunu çölün ortasına bırak; alkışla büyüme, fısıltıya kör olma. Kimseyi kutsal taş kılma; pasından korkma. Ah! Anlaşılmak için değil — yankılanmak için yaşa. Çünkü her suskunluk bir kalpte taş çatlatır.

Evet! Korkma kırılmaktan, kırıldıkça yeşerirsin, değil mi?”


3 Temmuz 2025

Salihli, Manisa


Yorumlar


bottom of page