
İçsel Yankılar (Yeni Bölüm #31)
- Ergün Gültekin

- 12 Ağu
- 3 dakikada okunur
Başkalarına köle olmuş amaçlarınıza, ellerimi iki yana açarak katılma arzumu ve sizi hiç yalnız bırakmak istemememi çılgınca bulduğunuzu biliyorum.
Gençliğimde dehşetli ve hüzünlü gelse bile yabancı bakış ve şüphelerinize alışkınım.
Sizlere olan sevgim adına yemin olsun: gerçeği söyleyenimdir. Ama nedense kendi şüpheleriniz kadar güvenilir gelirim size!
Ama hadi sorun öğrenmek istediklerinizi - kalbinizin inandığını sorgulayan zihniniz, daha fazla gereksiz inanç ve kuşkular üretmeden.
Ey beni yanında isteyen bakış ve uzaklaştıran eller! Görkemli konuşmalarım sizi suskunluğa mahkûm kılmadan, sessizliğimi fırsat bilin ve sorun. Hem de istediğiniz kadar sorun - bu haylaz saatte.
...
Nedir mi amacım? Kendinden ötesine sizinle dokunmak isteyenin, sizinle çoğalma içgüdüsüdür. Sizle olmamaktansa yok olmayı isterim, bağlılığım ve tutkum ise size sevgimdendir, sevgim ise benzerliğimdendir.
...
Ne zamandan beri mi böyle gezgin dolaşanım? Yetenekli savaşçıları, - evet sizleri- tek başına yenemeyeceklerini bilenlerin, sürü halinde dikenlerini sizlere batırdıklarını gördüğümden beri.
...
Ne zaman mı desteklemeye ve bildiklerimi size vermeye karar verdim? Yüce ve kutsal amaçlarınızı terk edip, utanarak özgüveninizi onlara teslim ettiğinizi gördüğümden beri.
...
Nasıl mı karar veririm? Bana baktığınız ilk anda, bulursunuz farklı gelen aykırı yabancılığımı. Ben ise beni bulmanızı bulurum aslında -zincirler yazgınız beni size.
...
Bulduğumu nasıl mı anlarım? Etrafınızda yaygaracı ışıklar saçan mumları ellerimle söndürüp, eşsiz ve büyüleyici ışığınızı ortaya çıkardığımda. Bu basittir bana ama sormayın fazlasını, anlayamayacağınızı...
...
Şaşırtan ansızın hayatınıza girmem mi? Bilin ki karışık yollardan sizin hayatınıza ve kalbinize girmem tesadüf değildir. Gönderilenim, hadiselerle öğrenene ve kendime. Varlığım hem bir sebep hem bir sonuç hem de bir devamdır. Bende ararım varlığımı, sizin gibi
Bilin ki bağımlılık yaratanlarsınız! Hayır! Siz istemedikçe kaybedemeyeceksiniz, bu bağımlılık yaratan aykırı benzerinizi.
...
Neden geç mi kaldım, daha mı erken gelmeliydim? Gecikmeyeni, geç çağıran sizsiniz sanırım. Çarpan kalbiniz ve beyaz dileklerinize ant olsun, beni siz çağırdınız, beni ise bulduğunuz yer buldu!
Sizi bulan, bir bulunmuş olarak sizlere sevgimden başka bağımlılık yaratmam, zihinlerinizde sessizce otururum, huzurun ağırlığından başka bir şey bırakmayanım.
...
Ey çok sevilenler! Ey aykırılar! Kabarık yeteneklerimi yanınızda açıklıkla sunmamın ve nicelerini keyifle zorlamamın, şüphelerinizi derinleştireceğini, bilmiyor olabilir miyim? Elbette şaşkınlığınız bilinendir ama ısrarla ve inatla kendimi size gösterenim. Evet, bu böyledir!
...
Hayır! Sadece içsel gücünüzü nasıl kullanmanız gerektiğini anlatanım. Yalnızlığınızı ve terk edilmişliğinizi ise çaresizlikle karıştırmayın, ben sonsuza kadar yanınızdayım.
...
Sessizsiniz, yaralarımın çokluğu mu korkutan sizi? Yoksa mezarımın üzerinde korkusuzca ve gülümseyen bir huzurla oturmam mı?
Ah! Sataşmalarını isteyerek o kadar çok içlerinde dolaştım ki, zalimlerin homurtularını ürkek bakışlara döndürmekten bile artık keyif almayanım.
Evet, yaralarımın sayısı zaferlerim kadar çoktur. Ama, yaralarımı sormayın, bunu bana bağışlayın. Anlatırım belki bir gün, hüzünlü olduğum başka bir gece.
...
Suskunluk mu yine? O zaman bir soruda ben sorayım, umulur ki sorgulatır :
Anlamsız eğlencelerden çok, zorlu savaşlardan keyif alanın hala yaşaması mucize değil mi? Ah! Size kendimle gösterdiklerim sizde de var olandır, güvendiğim ve inandığım. Evet! İspat edilecek kendiniz, benimle size!
..
Ha, ha! Beklentiniz mi yoksa, güveninizi kıracak bir şey yapmam? Hayır, bunu istemeyin! Bulamayacağınızı aramayın - bakışlarınızla üzerimde.
...
Yoksa size hiç karşılıksız el uzatmayanların suçunu bana mı yüklüyorsunuz, şüphe ve güven kuşkusuyla? Bilin ki benim suçum değil bu. Güven duyulmayacaklara bağlılığınızı ben oluşturmadım.
Ha, aklınıza her düştüğünde zihinlere huzur verenle, kıyasladığınız sıradanları bir mi tutuyorsunuz? Ne kadar insafsızsınız!
Bilin ki hayallerinizin ötesindeki sınırları bile aşar size sevgim. Benim asilliğim, farklılığımız olan benzerliğimizden gelir. O yüzden düşerim zaman zaman düşüncelerinize, çağıran ise siz olursunuz.
...
Ne mi istiyorum yaşamdan? Bir varoluş savaşıdır benimkisi, Kendi içimdeki zıtlıkların kendi içlerinde çelişki barındırmadan yürüdükleri tutarlı yol üzerinde. Size beni, düşmanlarınızın celladı yapan; beni ise size, can yoldaşı yapan!
...
Hayır, duyularınızın ötesinden sesleneni yormayın daha fazla, görüntümün yansımasına bakın kendi aynanızda. Huzuru bulduğunuz yerde arayın beni, sevgi veren görüntülerimde. Fazlasını ise istemeyin, yalnızlıktır yazgım!
...
Hadi, kalkın artık! Benim size hiçbir şey sormadan bildiklerimin yanında, aldıklarınız yeterli gelsin size. Ben daha fazla açılmadan size, ayaklanın kalkın hadi. Bu kadar gevezelik ise yetsin bize.
Ha! Yalnızca amaçlarınız, amacım olmuştur çoktan. Bunu, artık benim olanı, yanımda bırakın ayrılmadan. Yılmadan ve yorulmadan saklanacaktır, sonuç diye size verilene kadar.
Unutmayın, yaşam denilen oyunda ümidiniz kadar büyük olur amacınız.
Yere bakarak elini kaldırdı E1, gösterdi tepesine çıkan patikayı. Kalabalık ise konuşmadan düşünceler içinde terk etti.
01 Mart 2008
Gazi, Ankara




Yorumlar