top of page

İçsel Yankılar (Yeni Bölüm #39)

Ah! Satırlarım bilmeceler gibidir: karanlığın gölgesini çatlatmak için mistik bir dille dizilmiş. Sahiden, gizemli sözlerdir onlar, sizleri kendinize anlatan!

Ah! Orada hakikati ararım, benzemezliğimin kıvılcımında ise aykırı göğümün sesimi bulurum. Hayır, anlaşılmayı sevmiyorum; çözülmeyi de; ama yankılanmayı isterim zihinlerde!

Sahiden, yazdıklarım farklı değildir — uyandırışım farklıdır; bir sarsıntı değil — ayna tutan bir sevgidir. Evet! Ne yazarsam yazayım, nasıl dile getirirsem getireyim – çok geçmeden anlarsınız siz, ey aykırılar, anlatmak istediklerimi: evet, böyle ister sevgimin ateşi.

Evet! Mananın gizemli sesi kaldırsın sizi yazılarımda: sevgimle bırakırım ben onu, kelimelerin içine. O halde bırakın da sözüm sizde yankılansın — yeter olsun bize anlaşılır olan sevgimiz.

İşte bizler, birbirimize benzerliğimizden dolayı sevilen olduk, ey kardeşlerim; ve ben sizle olmamaktansa yok olmayı isterim!

...

Ah bilirim, gözleriniz üzerimde kusuru arar; ama sözüm gölgeyi değil ateşi gösterir.

Sahiden, şüphe tutan gözlerinize sözümle eylemim tanıktır!

Ha ha! Beyhude bir arayıştır bu, meraklı gözlerle bulamayacağınızdır! Hayır! Ben kusurun gölgesiyle konuşmam; yürüyüşün aleviyle konuşurum.

Evet, tüm tereddütlü bakışlara bile sevgiyle konuşurum. Dil değil, mana konuşur bende; ses değil, ateş taşır adımlarım.

Bir armağan gibidir sözümün ateşi: elde taşınır, uğruna kılıç kuşanılır — ve yanar.

Şaşkınlığınız mı ne? O, gözünüzün kendi aykırılığını ilk kez bir başkasında görmesidir. Ve bilin: bu işaret size yeter; daha fazlasını ise boşuna aramayın üzerimde.

---

Sahiden sevmiyorum kendi ışığınızı gölge sanmanızı! Tiksinirim kılıçlarınızı kının çürüğünde paslandırmanızdan!

Hayır! Siz kendi yeteneğinizi kusur sandınız da özgüveninizi başkalarının gururunda parçaladınız O yüzden geldim size; ışığınızı boğdunuz diye!

Gördüm sizi, ha: kalabalığın dikenleriyle çevrilmiş, özgüveninizin kutsal şarkısını gölgelere teslim etmiş halde. Ah, gördüm sizi: onlar kalabalığın dikenleriydi, ama siz tek başına savaşan ve yalnızlığa geri çekilen...

Evet, bende bir zamanlar yaralanmıştım. Savaşın olduğu yerde: ah! orada vardır yara izleri ve onlar mühürlenmiş zaferimin nişanları!

Hayır! Razı değilim ben, özgüveninizi çıplak ellerle teslim etmenize. Ah! Yeni adlar koyun aykırılığınıza; çünkü karamsarlığınız putların zinciridir. İşte bunu öğretiyorum: Eşsiz yeteneklerinizi kusur sanmayın — eksiklik değil, göğün size kutsal emanetidir o!

---

İsyanınız dalgasız deniz gibidir: kabarır, köpürür, taşar ve silahsız da olsa içsel bir savaş taşır. Ah kardeşlerim! İşte o vakit bildim ben: bende yanan benzersizin sizde de uyandığını.

Ama benim ateşim sizde yankılanınca, siz de kendi ateşinizi bende gördünüz. Ve sizde gördünüz bendeki benlikleri: aykırı yabancılığımdan da kaçmadınız; aksine benzerliğinize yaklaştınız.

Evet! O vakit anladım ben: yaklaştıkça yalnızlığınız inceldi ve aynaya bakar gibi bana baktınız.

Bu yüzden bakışlarınız çekinmez benden; çünkü bilinmeyen bir fırtına olsam da sözüm sizin iç kıyınızda kırılmaz. Ah, beni çağıran siz değil misiniz? Çarpan yüreğiniz ve ak dilekleriniz!

Evet! kendinizi arayışınızdır bu; ve bu arayış sizi yürütür — budur kudretiniz sizin!

---

Hayır! Arayış, benimle yalnız olmadığınızı bilmeniz; zamanın gizlice sizden yana akmasıdır.

Bilirim, bu sözüm size çılgınca gelir, ey kardeşlerim. Ama söyleyeyim yine: aykırılığınızı sevin! Kendinize cömert olun ve sevginizi kendinize eksiltmeyin.

Çünkü başınızı eğdiğiniz yerde kutsal ışığınız söner. Ve insan mutlu geçitlerde değil — birbirini sınayan zorluklarda büyür, ömür denilen yürüyüşte.

Bu yüzden sesleniyorum size, ey aykırılar: yeteneğinizi kınayanların gururuna inanıp kendinizi küçümsemeyin! Var olansanız yaşayan, var edin ne eksikse, ne yanlışsa.

Eğer yalnızlık size kolay görünürse de kaçıp giderek aldanmayın; çünkü kolay olan, ruhu sakatlayan en ağır zincirdir. Evet! İmtihanların kardeşliğini seçin; terle mühürlenmiş bir seferi.

Ve unutmayın: üstünlüğünüz eksiksizliğinizden değil, aykırılığınızı asaletle taşımanızdan doğar. Ve asalet, kirli toprakları terk ediş değildir: Başkaları için mücadele etmektir, iyiyi büyüten!

Böyle yazacaksınız hikâyenizi, ey kardeşlerim: azimle, terle, sevgiyle! İşte ben bunu öğretiyorum size!

Evet! Mananın gizemli sesi kaldırsın sizi yazılarımda: sevgimle bırakırım ben onu, kelimelerin içine. O halde bırakın da sözüm sizde yankılansın — yeter olsun bize anlaşılır olan sevgimiz.

20 Eylül 2025

İvedik, Ankara


Yorumlar


bottom of page