top of page

Korkak, Umuda Tutunur; Cesur, Umudu Taşır!

Güncelleme tarihi: 13 Tem

Ah! Ey içine saklanıp kendini avutan!

Sen umut mu sandın nefesinde ısınanı?

Bil ki korkak umutla oyalanır;

cesur ise onu sırtında taşır!

Evet! En büyük umudu

en derin korkular büyütür.

Çünkü korku yoksa

umut ışığını neyle sınar?


Hayır Sınayamazsın!

Ve sen karanlıktan kaçarsın da

ışığı kutsarsın —

oysa gerçek umut,

gecenin rahmine düşer!


---


Ey boynunda umut ipi taşıyan!

Sandın ki umut aklın sığınağıdır —

Hayır! Umut delinin inadıdır!

Aklın sustuğu çatlakta inatla köklenir!


---


Ey gözlerini göğe dikip bekleyen!

Umut sandığın,

çoğu zaman sadece hayaldir!

Seni kurtarmaz,

Sürüklemez; yerinde tutar!


Ha! Adım attığını sanırsın —

ama ayakların toprağa çakılıdır!

İşte o zincir umut sandığındır;

boynuna taktığın teselli budur!


Sen rüyayı, umut sandın da ne oldu?

Hayal kırıklığıyla terden kalkamadın!

Göğe bakmak, beklemek, avunmak sandın!

Ah! Evet!

Gerçek umut diken gibidir —

onu taşımak,

onu kendi tenine batırmak demektir!


---


Ha! İşit beni!

Umutsuzluk susuz kalmaktır —

umutsa bulutların ardından

güneşin doğacağına inanmaktır.


Ama sanma ki bu ışık sana pak gelir!

Ey umut arayan!

Kirlenmeyen umut yoktur!

Temiz sandığın ışık bile

karanlığın rahminden doğurur,

ilk soluğunu!


---


Bil!

Gerçek umut yalnızın omzunda taşınır;

o yük değil, ateştir.

Evet! Birlikte umut diye bir şey yoktur —

o, kalabalığın kendi kendini avutmasıdır!

Ey gecenin omzuna yük bırakan!

Unutma! Gerçek umut tek başına yürür,

tek başına susar, tek başına yanar!


---


Ey içindeki yaranın kabuğunu okşayan!

Korkak umut eder, cesur umut taşır!

Sadece umut etmek kolaydır —

taşımaksa dikenle yürümek demektir!

Ah! Gerçek umut,

yıkıntıların harabesinde filizlenir.


Hiç kaybetmemişin umudu nedir?

Bir yapraktır —

rüzgârla savrulur, toprağa değmez!


Ey çok sevilen!

Sakın unutma:

Umut, kaybetmiş olanın

Kendi yarasını sevmeye alışmasıdır —

çünkü yara bir kaybın izidir,

umut o izde kök salar.


---


Ey ipte sallanan yürek!

Umut bazen bir çıkış değil,

gecikmiş bir cezadır!

Seni diri bırakır ama yaşatmaz —

nefes verir ama kadere bağlar!


Ah! Cellât ipinde bile ‘belki’ diyen,

darağacında bile yıldız arayan budala —

ayaklarının altındaki toprağı unutur!


---


Ey karanlıkla üzülen!

İşte sana öğüdüm:

Umut bir yol değildir —

yolda kaybolmaya razı olmaktır!

Yolu bulan değil,

yolun kurbanıdır umut:

Küllerini sırtlanır, içini kemirir.


Umut, kaybolmayı bilmeyenle değil,

kendini kaybetmeyi göze alanla büyür!


---


Ah! Ey yanmaya korkan!

Sen umut nedir diye sordun ya —

şimdi duy:

Umut,

korkunun içinde saklanmış

bir kurbandır.

O kurban sen olup yanmadıkça

Güneşli gelecek sana amaç diye doğmaz.


İşte sana umut:

Ne hayaldir, ne oyalayıcı bir teselli —

o, yanmayı göze alanın

karanlıkta tuttuğu ateştir.

Ve bil ki:

Bir amaç için ve uğruna

Yanmayı göze almayanın

ateşi yoktur, umudu da!




10 Temmuz 2025

Ataşehir, İstanbul

Yorumlar


bottom of page