Korkak, Umuda Tutunur; Cesur, Umudu Taşır!
- Ergün Gültekin

- 10 Tem
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Tem
Ah! Ey içine saklanıp kendini avutan!
Sen umut mu sandın nefesinde ısınanı?
Bil ki korkak umutla oyalanır;
cesur ise onu sırtında taşır!
Evet! En büyük umudu
en derin korkular büyütür.
Çünkü korku yoksa
umut ışığını neyle sınar?
Hayır Sınayamazsın!
Ve sen karanlıktan kaçarsın da
ışığı kutsarsın —
oysa gerçek umut,
gecenin rahmine düşer!
---
Ey boynunda umut ipi taşıyan!
Sandın ki umut aklın sığınağıdır —
Hayır! Umut delinin inadıdır!
Aklın sustuğu çatlakta inatla köklenir!
---
Ey gözlerini göğe dikip bekleyen!
Umut sandığın,
çoğu zaman sadece hayaldir!
Seni kurtarmaz,
Sürüklemez; yerinde tutar!
Ha! Adım attığını sanırsın —
ama ayakların toprağa çakılıdır!
İşte o zincir umut sandığındır;
boynuna taktığın teselli budur!
Sen rüyayı, umut sandın da ne oldu?
Hayal kırıklığıyla terden kalkamadın!
Göğe bakmak, beklemek, avunmak sandın!
Ah! Evet!
Gerçek umut diken gibidir —
onu taşımak,
onu kendi tenine batırmak demektir!
---
Ha! İşit beni!
Umutsuzluk susuz kalmaktır —
umutsa bulutların ardından
güneşin doğacağına inanmaktır.
Ama sanma ki bu ışık sana pak gelir!
Ey umut arayan!
Kirlenmeyen umut yoktur!
Temiz sandığın ışık bile
karanlığın rahminden doğurur,
ilk soluğunu!
---
Bil!
Gerçek umut yalnızın omzunda taşınır;
o yük değil, ateştir.
Evet! Birlikte umut diye bir şey yoktur —
o, kalabalığın kendi kendini avutmasıdır!
Ey gecenin omzuna yük bırakan!
Unutma! Gerçek umut tek başına yürür,
tek başına susar, tek başına yanar!
---
Ey içindeki yaranın kabuğunu okşayan!
Korkak umut eder, cesur umut taşır!
Sadece umut etmek kolaydır —
taşımaksa dikenle yürümek demektir!
Ah! Gerçek umut,
yıkıntıların harabesinde filizlenir.
Hiç kaybetmemişin umudu nedir?
Bir yapraktır —
rüzgârla savrulur, toprağa değmez!
Ey çok sevilen!
Sakın unutma:
Umut, kaybetmiş olanın
Kendi yarasını sevmeye alışmasıdır —
çünkü yara bir kaybın izidir,
umut o izde kök salar.
---
Ey ipte sallanan yürek!
Umut bazen bir çıkış değil,
gecikmiş bir cezadır!
Seni diri bırakır ama yaşatmaz —
nefes verir ama kadere bağlar!
Ah! Cellât ipinde bile ‘belki’ diyen,
darağacında bile yıldız arayan budala —
ayaklarının altındaki toprağı unutur!
---
Ey karanlıkla üzülen!
İşte sana öğüdüm:
Umut bir yol değildir —
yolda kaybolmaya razı olmaktır!
Yolu bulan değil,
yolun kurbanıdır umut:
Küllerini sırtlanır, içini kemirir.
Umut, kaybolmayı bilmeyenle değil,
kendini kaybetmeyi göze alanla büyür!
---
Ah! Ey yanmaya korkan!
Sen umut nedir diye sordun ya —
şimdi duy:
Umut,
korkunun içinde saklanmış
bir kurbandır.
O kurban sen olup yanmadıkça
Güneşli gelecek sana amaç diye doğmaz.
İşte sana umut:
Ne hayaldir, ne oyalayıcı bir teselli —
o, yanmayı göze alanın
karanlıkta tuttuğu ateştir.
Ve bil ki:
Bir amaç için ve uğruna
Yanmayı göze almayanın
ateşi yoktur, umudu da!
10 Temmuz 2025
Ataşehir, İstanbul




Yorumlar