top of page

O Vakit Değerleri Yaşatmak İle Üst İnsan Olmak İstersin Sen!

Eğer kendine benziyor diye birilerini yüceltmeyi reddettiysen ve sevginde kayırmadan, nefretinde zulme saplanmadan yürüdüysen.

İçinde adaleti yalnızca cezalandırıcı değil, kurucu bir değer olarak gördüysen ve -iyiyi herkes için isteyerek- paylaşımcılıkla açlığı, bencilliği geriye sürdüysen.

Eğer düşmanlığını yalnızca adaletsizliğe savurduysan ve herkese ikinci bir şansı cömertçe sunduysan. Ama kendin de o merhametin tohumuysan: kurucu adaletin mayasını insafa taşıyan.

Ve eğer liyakati kayırmacılığın önüne koyduysan ve güçlüye değil haklıya kol kanat gerdiysen. Evet! herkese hakkını vermek için adaleti doğrulttuysan.

O vakit adaleti yaşatmak ile üst insan olmak istersin sen, kardeşim; hoşlanırsın haksızlıklar arasından boy veren adaletin çocuğu olmayı.

...

Eğer hatasızlık maskesini yırtıp atmayı bildiysen ve hatanın içinden ders alarak yeniden doğmayı sevdiysen.

Ve eğer içinde yanlışın tekrarını engelleyen bir bilinç varsa: başkasını da aynı çukura düşmekten koruyan bir erdem varsa yüreğinde.

Eğer dürüstçe “ben yanlış yaptım” diyebildiysen ve kendi payını masaya cesurca koyabildiysen.

Senin iyi niyetin görülmeyen hataları parçalayıp dağıttıysa: evet! bir dalga gibi geldiyse tekerrüre, rüzgâr gibi açtıysa öğrenmenin yolunu.

Eğer sevincin haykırıyorsa: “Yanıldım ama öğrendim – düştüm ama kalktım – artık yolumu daha sağlam adımlarla yürüyorum!” diye.

O vakit hatalardan öğrenerek üst insan olmak istersin sen, kardeşim; hoşlanırsın hatalar arasından boy veren öğretinin çocuğu olmayı.

...

Eğer olup biteni sağlam akılla sorguladıysan ve kararmamış vicdanla önce kendi yüreğine baktıysan.

Ardından değerlerle başkasını güzellikle uyardıysan ve doğruluğun gürleyen sesiyle hem kendini hem de onu arındırdıysan.

Hakikatin masasında oturup bilgini herkesle paylaştıysan: ah! yanlışlar yıkıldı ve karanlıklar geriye çekildiyse bunun üzerine.

Eğer yanlışları şeffafça açıp gülümseyerek düzelttiysen ve özgürlükle disiplini dengelediysen.

Kutsal göğün sözlerini gerdiysen üzerine ve talep ettiğini önce kendine yüklediysen: evet! sonra gururlanarak yürüdüysen insanlar arasında, örnek biri olarak.

O vakit değerleri yerine getirerek soylu bir üst insan olmak istersin sen, kardeşim; hoşlanırsın başkalarına üstünlüğü örnek davranışlarla sergilemeyi, asaletin çocuğu olmayı.

...

Eğer masada herkese söz hakkı verdiysen, çoğunluğun tek sesini geriye ittiysen ve hakikate sahip susturulan sesleri yeniden konuşturduysan.

Senin çoğulculuğun kuru buyruğu dağıttıysa ve bir dalga gibi geldiyse tek sesliliğe: evet! rüzgâr gibi açtıysa ortak akla giden yol üzerinde.

Eğer özgür bireylerin sözünü çoğalttıysan ve yetkinliği omuz omuza yükselttiysen. Ardından yaratıcılığın uğultusu geldiyse sana ve hakikatin ışığıyla kahkahalarla güldüysen her yanlışa.

O vakit çoğulculukla ortak akıl üreten bir üst insan olmak istersin sen, kardeşim; hoşlanırsın başkalarına söz hakkı vermeyi ve sinerji ile hakikatin çocuğu olmayı.

...

Geçmişin eksiklerini yeni bir arayışla süpürdüysen ve günü kurtaran işlerin paslı zincirlerini kopardıysan: bozulanı düzeltmek için uzun erimli bir umutla yürüyerek!

Eksik taşların gölgesinde sabırla oturduysan: evet! yarım kalmış işlerin yıkıntıları yanında geleceği tamamlamak için keyifle oturduysan.

Eğer tükenmişlikte bile umuda yaslandıysan ve sabrı eyleme çevirdiysen onu. Ah! Hala içinde direnmenin hazzı varsa, bir savaşçı azmi varsa sabrında.

Eğer sevincin haykırıyorsa: “Karanlık çöktü ama sabırla ben yürüdüm – zincirlerim koptu – yolum daha sağlam artık!” diye.

O vakit sabırla ilerleyen bir üst insan olmak istersin sen, kardeşim; hoşlanırsın zorluklara ümitle gülümsemeyi ve sabrın çocuğu olmayı.

...

Eğer sorun daha büyümeden ihtilafı sezdiysen ve çatışmayı doğmadan söndürdüysen.

Senin erdemin farklılığı zenginlik saymaksa ve fikir ayrılığını, çözüme dönüştürmek için sevdiysen.

Çatışman bile iyiye ulaşmak isteyen bir çatışmaysa, kolektif iradenin altına kucaklayarak yerleşmişse. Çünkü her türlü ayrılık yan yanadır birlikte, ama kutsanır ve kurtulur ortak ahengin sayesinde.

Eğer toleransla yetinmeyip farklılığı kabulle sevmeye dönüştürdüysen ve senin kabulün kuru hoşgörüyü dağıttıysa. Bir dalga gibi geldiyse çatışmaya, rüzgâr gibi açtıysa kalıcı birlik yollarını.

Bir insansan sen: fikri kişiden ayıran, ölçülü dille uyaran, çözümü beraberinde getiren.

O vakit hoşgörü doğuran bir üst insan olmak istersin sen, kardeşim; hoşlanırsın bağışlamayı, affetmeyi, ikinci şans vermeyi ve merhametin çocuğu olmayı.

...

Eğer insanı bugüne ait kıldıysan ve potansiyeli özgürleştirip hayata dahil ettiysen.

Eğer sadakati birilerine değil değerlere yasladıysan ama gerektiğinde ona bile itiraz ettiysen.

Ama kendin de o sadakatin neferiysen, ilkeleri kökleştiren bir öncüysen. Çünkü gerçek bağlılığı kuran bir değer vardır; ve bu değer hakikatin yolunu açar.

O zaman üst insansın sen, kardeşim; onurlu bir şahsiyetle değerlerin ışığını yakan! Çünkü gerçek erdemi yaşatmak ister o.


04 Ekim 2025

Ostim, Ankara


Yorumlar


bottom of page