
Söyleyin, Kimdir Bu!
- Ergün Gültekin

- 22 Haz
- 2 dakikada okunur
Ah! Etki, söylemde değil, yaşanmış güzel eylemde kök salar. Çünkü değer, sergilenmeyen bir hakikatse; öğüt, boş duvara çarpan sestir.
Söyleyin, kimdir bu—sözlerle değil, hâliyle öğreten, dayatmadan yön gösteren? Evet! Bir yanlışa bulaştığında, başkası söylemeden kendine çekilen?
...
Ah! Erdem, kendi sevincinden vazgeçerek başkası için doğruda ısrar etmektir. Çünkü sevgi, bencilliği değil, ortak faydayı büyütür.
Söyleyin, kimdir bu—alkışa aldırmayan, yergiyle sarsılmayan? Evet! Bireysel menfaatini geri çekip, doğruluğu öne süren?
...
Ah! Asalet, alkış yokken de güzeli sürdürme cesaretidir. Çünkü iyilik, görünmediğinde sınanır, alışkanlık olduğunda yücelir.
Söyleyin, kimdir bu—alkışsızken bile hep güzeli tercih eden? Evet! Anlam taşıyan her işi, layıkıyla sürdüren?
...
Ah! Adalet, bir inanç değil, yaşamın içindeki terazidir. Çünkü adalet sustuğunda, zulüm fısıldamaya gerek duymaz.
Söyleyin, kimdir bu—adaleti nefes diye alıp veren? Evet! Haksızlık büyürken dahi rotasını değiştirmeyen?
...
Ah! Hırs, benliği değil, değeri büyütüyorsa kutsanır. Çünkü yalnızca erdemin elinde alev, kutsal bir ışığa dönüşür.
Söyleyin, kimdir bu—hırsını yalnızca üstün işler için kullanan? Evet! Gözünü yükseğe dikerken, gönlünü değerlerde tutan?
...
Ah! Değer, zirvede durmakla değil—zirvedeyken eğilmeden kalabilmekle ölçülür. Çünkü yücelik, üstünlük kurmakta değil; gücü varken alçakgönüllü kalabilmektedir.
Söyleyin, kimdir bu—konumuna rağmen kendini başkasından üstün bilmeyen? Evet! Karşılık verebilecekken affeden; kudretini merhametle örten?
...
Ah! İyilik, duygular kabardığında da korunabilen iradedir. Çünkü gerçek iyilik, duygunun emrine girmeyen bir vicdanda yeşerir.
Söyleyin, kimdir bu—başkasının acısıyla sarsılsa da dengesini yitirmeyen? Evet! Üzüntüsüne rağmen ölçüyü bozmadan, hep iyiyi tercih eden?
...
Ah! Sükûnet, görünmeyen bir iradenin en gür sesidir. Çünkü hakikate sadık kalan, zamana hükmetmeyi öğrenir.
Söyleyin, kimdir bu—susarken düşünen, beklerken gören? Kargaşa büyürken bile öz dengesini yitirmeyen?
...
Ah! Güç, öfkeye diz çöktürebilen kalpte doğar. Çünkü ateşi yöneten, yıkımı da engelleyebilir.
Söyleyin, kimdir bu—öfkesini yutkunarak dizginleyen? Evet! Duyguları köpürürken bile ölçüyü muhafaza edebilen?
...
Ah! Cesaret, korkuyu susturmak değil, onunla kol kola yürümeyi göze almaktır. Çünkü değerler, titreyen bir elde değil, sarsılmaz bir yürektedir.
Söyleyin, kimdir bu—yolu diken olsa da geri adım atmayan? Evet! Hak uğruna tereddütsüz yürüyen, erdemi alışkanlık hâline getiren?
---
Bir anda içimde bir kıyamet koptu. Sesler birbirine karıştı. Kardeşlerin her biri diğerini bastırıyor, her biri kalbimin ortasında hüküm sürmek istiyordu. Coşkulu, tutkulu, çağlayan gibi bir kargaşa içinde haykırdı aykırı benliklerim:
E1, kaşlarını çatmıştı; öne doğru bir adım attı, yumruğu sıktı, sesi kararlı ve tok bir yargı gibiydi: “O! Evet o—aklıyla düşünen, adaletiyle doğruyu seçen Etik Lider!”
E2, bir elini yavaşça kalbine koydu; gözlerinde derin bir sevgi, sesinde yumuşak ama sarsılmaz bir güç vardı: “O! Evet o—vicdanıyla hisseden, merhametiyle iyiyi seçen Etik Lider!”
P, yerinde duramıyordu; gözleri umutla ıışıldıyoru. Ellerini göğe doğru kaldırdı ve içindeki sevinci bağırarak fırlattı: “O! Evet o—iradesiyle yürüyen, hikmetiyle güzeli sergileyen Etik Lider!”
Ve ben... Gözlerimi kapattım. İçimde yankılanan bu çoklu hakikatlere gülümsedim. Dudaklarımdan yavaşça, ama büyük bir içtenlikle döküldü:
“Ta kendisi… Hiç de zorunda değilim dediğimiz, bir başkası yapsın diye beklediğimiz işleri omuzlayan ve asaletini sessizlikle, gücünü eylemle taşıyan: Etik Lider’dir o!”
22 Haziran 2025
Oran, Ankara




Yorumlar