top of page

Umut, Karanlık Bulutlar Altında Güneşle Konuşmaktır!

Bir çocuk girdi düşüme

elinde ayna ama gülümsemesi yoktu,

“Kalbinle gör!” dedi,

“Işık gözde değil, göğsünde doğar.”

Ve ben o an anladım:

Umut, gönülde bir suskunlukta çoğalır.

---

Aynaya baktım, kendimi değil,

Doğmamış bir sabahın gözlerini gördüm.

Zira gelecek,

Sadece titreyen bir bakıştır içimizde.

---

Mızrağımı göğe fırlattım

belki bir dua olur yıldızlara saplanır!

Çünkü umut,

sadece toprakta değil,

sonsuzlukta yeşerir.

---

İçimde bir de ırmak var,

kendi yatağını unutur bazen.

Ama bilirim:

Umut, eninde sonunda denize varır.

---

Çok büyüktü içimdeki gerilim,

şimdi yıldırımlar gülüyor göğsümde!

Çünkü bekleyiş,

sessizce şimşek biriktirir.

---

Aykırı bilgeliğim taşa tohum ekti,

çimen özlüyor şimdi delice.

Ve ben soruyorum:

En önce nerede yeşerir umut

eğer taşta değilse?

---

Tüm düşmanlarımın üstüne basarak

yükseliyorum yıldızlara.

Çünkü umut,

bazen dikenle örülür,

o göğe çıkan merdiven.

---

Ey dostlarım!

Bir kuş var içimde,

henüz kanat açmadı.

Ama unutmayın:

Suskun olan da bir gün uçar!


Ah! Belki rüzgâr henüz çağırmadı onu,

belki de göğün dili henüz çözülmedi,

ama bilir o:

Yüksekler sabredenlerindir.



02 Ağustos 2025

Yıldız, Ankara


Comments


bottom of page