top of page

Ve Bazıları Öyle Merhamet Eder Ki Dünya Utanır Onlardan!

Güncelleme tarihi: 29 Ağu

Ölülerin haykırdığı ama dirilerin sustuğu bir vakitte, içimdeki E2 konuştu:

Ey insanlar! Gördünüz mü adaletin ardına sığınıp merhameti unutanları? Onlar ki, affı zayıflık, ikinci şansı hor görürler.

Evet! Nice kişi gördüm ki yaşadığı haksızlığı sayıp döker de kaç kalp kırdığını kendine sormaya korkar! Oysa adalet sanılan terazi, hep kendine yapılanı sorgular ve her bir kefesinde karşılık cezayı tartar.

Ey insanlar ! Merhametiniz göğe kaçmasın—onu yeryüzünde indirin! Evet! Sevginiz yaşamı kutsasın—külleri savuran bir volkan gibi: susmasın, yaksın ve arıtsın!

Ey insanlar! Siz mi korkuyorsunuz? Affın zulmü diriltmesinden mi korkuyorsunuz? Ant olsun! Merhamet ezilene değil—suçlunun kalbine yıldırım gibi düşer.

Bağışlamak mı ne? O bir haramiye el uzatmak ve onunla hayat ırmağında arınmaktır. Ah, siz! Neden kötülüğün sizinle iyileşmesinden ürkersiniz!

Ne hazin! Bir suçluyu affetmeyi değil de onu bağışlamayı duyduğunuzda bile titriyorsunuz. Adaletin erdemi mi dersiniz buna? Hayır! Bu adalet değil—yalnızca intikamın maskesidir. Yemin olsun! Siz ki, affın değil—kinin bekçisisiniz!

Ey gizlice kalp terazisi kuranlar! Ne zaman birine ikinci bir şans verdiniz de kendinizi kirlenmiş hissettiniz? Ve değerlerin zirvelerinde, kendinizi alçalmış kabul ettiniz! Hayır, milyon kere hayır! Adalet değildir, dengiyle karşılık verilen şey.

Evet! Bu yüzden aynaya bakamazsınız—zira aynada kendi kusurunuzu görürsünüz! Ama merhamet mazluma duyulmaz sadece; zincirleri sessizce kırar da zalime kucak açar. Ah, siz başkasını affetmeden affedileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Ey sevgiyi küçümseyenler! Siz mi kötülükle karşılık vermeyi adalet sandınız? Ant olsun! Ben gördüm: Bazıları öyle ceza verir ki—ateşi bütün kurtarılacakları kül eder! Ve bazıları öyle merhamet eder ki—dünya utanır onlardan!

Karşılık mı vermek gerek dediniz? Ha, ha! Bir kötülüğe kötülükle karşılık veren adaletin geldiğini düşünür. Ama bilin ki: kötülük, sevgisizlikte büyür.

Evet! Siz öfkeyi kefeye koydunuz, diğer kefeyi boş bıraktınız, sonra da dediniz: “Bakın, ne kadar adiliz!” Hayır! Bu adalet değil—adaletin maskesiyle dans eden sevgisizliktir! Ama bilin ki: sevgisizlik, celladın kanlı esaretidir.

Ne! Canımı yakanı affetmem mi dediniz? Ama affetmek unutmak değildir ki... Yanlışı hatırlatmak için ikinci şans vermektir. Ah! O, iyileştirmeden bağışlayanların işi değildir. Çünkü affetmek, karanlığa çıplak inmektir! Ve o karanlığa inen, iyiliği göğün tebessümüyle işitendir!

Evet! Ben arkamı dönmem acılar sunana; ben karanlıkta kalana ışık yakarım—ama dönsün diye değil, sevginin kudretini görebilsin diye.

Ey kendi öfkesinin köleleri! Siz kötülükle cezalandırdıkça yalnızca onları değil, kendi ruhunuzu da karanlığa çağırıyorsunuz! Evet, adaletin olduğu yerde merhameti hisseden çoktur; merhametin hüküm sürdüğü yerde ise adalete ihtiyaç yoktur!

Ah! Ben kötülüğü sevmedim—ama kin tutmadım. Pişmandır diye bekledim—ama çağırmadım. Affettim—ama unutmadım. Çünkü ben, merhameti bağış değil—ateşin içinden doğan bir sevgi bildim!

Ey insanlar! Benim bildiğim sevgi—sizin öğrettiğiniz değil, unuttuğunuzdur! Benim bildiğim merhamet—sizin adalet diye tükettiğinizdir!

Ben bu yüzden sevdim herkesi, suçluyu, affetmeyeni: Siz dünyayı benim ardımdan değil, benden daha çok sevin diye! Yeryüzüne ait bir kalp olayım da yeniden—beni doğuran sevginin ateşinde yanayım diye

Ve şimdi gidiyorum. Ama sesim burada kalsın: Ey insanlar! Artık adaletiniz, başkalarına ikinci şans vermeniz olsun. Ve bir gün—utanmazları utandıran, sizin sevginiz olsun!

29 Ağustos 2025

Salihli, Manisa


Yorumlar


bottom of page