top of page

Ve Unutmayın: Gelecek, Korkanlara Değil, Korkusunu Boğanlara Mirastır!

Bugün karşıma dikildiler

ama sözlerinden önce,

yüreklerindeki karanlık çöktü önüme.

Ve dediler ki:

“Burada çabalayarak başarı doğmaz.

Bu olsa olsa bir hayalin gölgesidir!”

Ha! Böyle söylediler…

ve korkularının derin kuyusundan

yüksek bir sesle konuştular.

Çünkü bir hayali olmayanın çatallı dili,

hep taş atar başarılı olmak isteyene!

Evet! Bugün yürümekten ürkenlerin

körleşmiş bilgeliğiyle yüzleştim.

Ve o an

İçimdeki saat çatladı,

bir kıyamet doğdu göğsümde!

Ve haykırdım,

ama sesim değil, ruhum titredi:

...

Ey çok sevilenler!

Başkalarının amaçlarında

adı bile geçmeyen bir hizmetkar gibi

yaşamaktan usanmadınız mı hâlâ?

Yana yakıla tükenmiş umutlara bakacağınıza,

niçin bir kıvılcım olup göğe uzanmıyorsunuz?

Ne zaman kendi kaderinizi,

Kendi terinizin tuzuyla yazacaksınız?

Ah! Ne zaman toprağın kalbinden

bir tohum gibi patlayacaksınız da

“Ben buradayım!” diyerek

yeryüzünü sarsacaksınız?

...

Ey uçmayı unutanlar!

Siz benim gözümde,

başkalarının gölgesine tünemiş kuşlarsınız

ama bilmez misiniz?

Gök, yalnızca cesaretle çırpınanlara açılır!

Evet! Gökyüzü, sadece göğsünü rüzgâra

açabilenlerin aynasıdır!

...

Ey çok sevilenler!

Kimdir uykuda olan?

Güneş mi hâlâ doğmamış,

yoksa siz mi gözlerinizi kapattınız?

Ah! Ne büyük körlük!

Gök sizi bekliyor,

Ama siz hâlâ geceyi azarlıyorsunuz.

Ey sevilenler!

Kandırmayın artık kendinizi:

Yola çıksanız,

Ardınızdan güneş doğacak —

Ama siz hâlâ geceyi suçluyorsunuz!

Oysa aydınlanmak isteyen,

Başkalarına şafak olmaya niyet etmelidir!

...

Biliyorum:

Siz yorulmak istemiyorsunuz

çünkü başarısızlığın utancı,

yükselmenin ağırlığından size daha tanıdık!

Ama uyanın!

Düşmek, yalnızca toprağı tanımaktır —

ve toprak, yükselene sıçrama tahtasıdır!

Bilmez misiniz?

Düşmekten korkan,

hiçbir zaman göğe tutunamaz!

Ah! Zirveler sadece,

adım atmaya cüret edenleri çağırmaz mı?

O zaman söyleyin bana:

Ne zaman başarı gururunu,

Rahatlık ve konforun önüne koyacaksınız?

...

Ey kendi bahtına küsenler!

Unutmayın:

Hiçbir dağ,

ilk adımı atmayanı zirvesine çağırmaz!

Ve hiçbir şafak,

geceden korkana doğmaz!

Ah, ne budalalık bu!

Adım atmayanın,

düşmekten yakınmaya hakkı yoktur!

Hayır!

Sızlanıp oturmaktan vazgeçin!

Bilmez misiniz?

En derin korkular,

en şefkatli kucaklarda büyür!

Ah! Gül, çürümeyi göze almadan

açmaz toprağın bağrında, değil mi!

Hadi kalkın artık!

Toplamayın bile bahanelerinizi,

Terk edin eksik kalmış dertlerinizi!

Yoksa her sabah uyanıp

yeniden ölmeyi mi seçeceksiniz?

...

Ey güneşe küsüp

ay ışığında oyalananlar!

Kalkın! Sevgimle ayağa kalkın!

Ama bahanelerinizi değil,

iradenizi toplayarak kalkın!

Bilin ki ürettiğiniz her mazeret,

kendi ellerinizle diktiğiniz

mezar taşınızdır!

Ah! Ayaklanın!

Ama rüzgâra kapılmak için değil,

Ardınızda fırtınalar bırakmak için kalkın!

...

Ey çok sevilenler!

Söyleyin bana:

Hiç çabalamadan kazanmak mı istiyorsunuz?

Hayır! Kandırmayın kendinizi!

Sığınmayın onursuz bir huzura!

Zira emeğin izini taşımayan

Her ödül,

Ruhu en hızlı çürütendir!

O hâlde kendinize sorun:

“Biz gerçekten düşmekten mi korkuyoruz,

yoksa aslında yükselmekten mi?”

...

Ah! Kalkın!

Yalnızca yürümek için değil,

ardınızda iz bırakmak için kalkın!

Yürüyün ki,

sizden sonrakiler

sizin yaktığınız meşaleyle

gölgeden ayrılsınlar!

Evet! O kutsal ateşle yürüyün ki

alnınızda ter, başarının imzası olarak parlasın!

Ve unutmayın:

Gelecek, korkanlara değil,

korkusunu boğanlara mirastır!


29 Temmuz 2025

Çayırova, İstanbul


Yorumlar


bottom of page