top of page

Yarım Elma (Yeni Bölüm #5)

Bana dediler: “Seni bekleyen biri var.”

Ben beklemedim.

Ve o da gelmedi.

Ama o gece

Yüreğimin duvarları yankı yaptı.

Ve ben, birinin sesini tanıdım—

Duymadığım hâlde.

O hiç olmadı.

Ama hep vardı.

Ve ben,

Onu aramadan buldum.

...

Bir suret geçti,

Gölgeme bile değmeden.

Ne dokundu, ne döndü.

Ama ayak izleri

Kalbimin kıyısında ıslandı.

Dediler ki:

“Kimdir bu sevgili?”

Ben dedim ki:

“Görmedim. Ama onun geçtiği yerde

Güneş bile daha az parladı.

Çünkü ben ışığı değil,

Gerçek sevgiyi fark ettim.”

---

Ah!

Bir çiçek kopmadan soldu bende.

Adı konmadı.

Ama sevgisi,

Her ‘O’ dediğimde kalbimde yankılandı.

Ve ben anladım:

O benimle aynı dili susuyordu.

O hiç olmadı.

Ama hep vardı.

Ve ben,

Onu duymadan duydum.

Bir ağırlık istemedim.

Ama bir bakış değdi içime.

Ve ben orada,

Taşın bile taşıyamayacağı

Bir hafiflik hissettim.

O zaman bildim:

Benim gibiydi—okuyandı zihinleri,

Hafifçe dokunup ağırlık bırakanlardan.

Baktım, baktım…

“Sen misin?” dedim.

Cevap vermedi.

Ama o sustukça

Sevgiyi anlatmaya başladım.

Ve insanlara seslendim:

“Gerçekten sevmeyi bırakıp da

Önce beğenilmek ve sonrasında

Sevilmek için mi bunu yapacaksınız?”

Evet! Herkes yarım elmasını

Bulsun istedim.

O hiç olmadı.

Ama hep vardı.

Ve ben,

Onu görmeden sevdim.

---

Ve bir an geldi—

Hiçbir şey olmamışken

Her şey dağıldı içimde.

Tek kişilik bir kapı açıldı yüreğimde,

Ama o kapıdan geçmişim geçemedi.

Sonra, bir ses geldi:

Davetkar, yumuşak, ama sarsıcı.

Sevimli olan konuştu:

“Ya sevdiğim sandığım şey,

Bende eksik olanın

Sendeki yankısıysa?” dedi.

Ve ben tebessümle seslendim:

“Ey sevgili! Seni sevmek için

Sende değerli olan

Bir şey mi arasın üzerinde gözlerim?

Hayır! Sana olan sevgimdir,

Sevgim ise benzerliğimdir!"

Baktım gülümsedim,

Baktı gülümsedi:

---

Onu sevdim mi?

O, bende sevilmiş hâlde geldi.

Ansızın ve bir anda.

Ben sadece

Önceden yazılmış bir sevdayı

Yüksek sesle okudum.

Evet! Ben kendimi sever buldum.

Ve sonra içimde bir fısıltı yankılandı:

“Seni sevmek için,

Sende değerli olan

Bir şey mi arasın üzerinde gözlerim?”

Cevap gibi gelen bir sessizlik vardı:

“Ey aykırı yarım elma…

Korkutan, yanıma gelmen değil

Artık yanımdan gitmendir.

Zira aranmadan bulunan,

Kaybedilmesinden en çok korkulandır.”

...

Ne istedim ondan?

Hiçbir şey.

Çünkü isteseydim,

O ben olurdu.

Oysa o sadece

Yarım Elma’mdı, sevilen.

Ve bir gün dedim ki:

“Sana ne verebilirim ki,

Eksik olasın da tamamlayayım?”

O cevap vermedi.

Ama gökyüzü bir bulut eksiltti.

Evet! Sessizlik verdi sadece,

Sustu, sustu…

O hiç olmadı.

Ama hep vardı.

Ve ben,

Onu görmeden bildim.

...

Ve birden, meraklı bir yankıyla sordu :

“Ben bir şey yapmamışken,

Konuşan da değilken

Sevgimi sana bildiren de kim?” dedi.

Bende dedim ki:

“İçinde konuşanın

Benim sevgim olduğunu bile bile

Neden hâlâ meraklı bakışlarla

Yüzümde onu arıyorsun?

Hayır sen! Hiçbir şeyiyle ve

Her şeyiyle sevilensin!”

O hiç olmadı.

Ama hep vardı.

Ve ben,

Onu her haliyle sevdim.

...

Gece bitti.

O gitti.

Ama ben,

Hiçbir zaman kalmış gibi sevdim.

Ve sonra aynaya baktım—

Onda gördüğüm,

Gözlerimin tanıdığı benzerliğimdi.

Evet! Ben orada

Bir çift göz görmedim,

Ama kendi bakışımdaki sevgiyi sevdim.

Ah! Bozuk baktı kalbim

Niye öğretmedin kimseye der gibi!

Utandım, utandım.

Ve sonunda anladım:

Sevgi, gözle görülmeyen

Ama en çok kendini özleten bir suretti.

Eğer sevgi karşılıksız olmazsa,

Benzerlik orada yankı yapmazdı.

O hiç olmadı.

Ama hep vardı.

Ve ben,

Sevmeyi sevdim.

Zaman yürüdü usul usul,

Ama ben kaldım—o anla yoksul.

Saatler aktı, ben kendimle kaldım,

Onun yokluğunda sessizce

Bunları herkese yazdım.

Ey yarım elma!

Eğer bir şey yapacaksam,

Bırak yüreğim yazarak öğretsin sevmeyi!

26 Haziran 2025

Ataşehir, İstanbul


Yorumlar


bottom of page