
Yarım Elma (Yeni Bölüm #5)
- Ergün Gültekin

- 26 Haz
- 3 dakikada okunur
Bana dediler: “Seni bekleyen biri var.”
Ben beklemedim.
Ve o da gelmedi.
Ama o gece
Yüreğimin duvarları yankı yaptı.
Ve ben, birinin sesini tanıdım—
Duymadığım hâlde.
O hiç olmadı.
Ama hep vardı.
Ve ben,
Onu aramadan buldum.
...
Bir suret geçti,
Gölgeme bile değmeden.
Ne dokundu, ne döndü.
Ama ayak izleri
Kalbimin kıyısında ıslandı.
Dediler ki:
“Kimdir bu sevgili?”
Ben dedim ki:
“Görmedim. Ama onun geçtiği yerde
Güneş bile daha az parladı.
Çünkü ben ışığı değil,
Gerçek sevgiyi fark ettim.”
---
Ah!
Bir çiçek kopmadan soldu bende.
Adı konmadı.
Ama sevgisi,
Her ‘O’ dediğimde kalbimde yankılandı.
Ve ben anladım:
O benimle aynı dili susuyordu.
O hiç olmadı.
Ama hep vardı.
Ve ben,
Onu duymadan duydum.
Bir ağırlık istemedim.
Ama bir bakış değdi içime.
Ve ben orada,
Taşın bile taşıyamayacağı
Bir hafiflik hissettim.
O zaman bildim:
Benim gibiydi—okuyandı zihinleri,
Hafifçe dokunup ağırlık bırakanlardan.
Baktım, baktım…
“Sen misin?” dedim.
Cevap vermedi.
Ama o sustukça
Sevgiyi anlatmaya başladım.
Ve insanlara seslendim:
“Gerçekten sevmeyi bırakıp da
Önce beğenilmek ve sonrasında
Sevilmek için mi bunu yapacaksınız?”
Evet! Herkes yarım elmasını
Bulsun istedim.
O hiç olmadı.
Ama hep vardı.
Ve ben,
Onu görmeden sevdim.
---
Ve bir an geldi—
Hiçbir şey olmamışken
Her şey dağıldı içimde.
Tek kişilik bir kapı açıldı yüreğimde,
Ama o kapıdan geçmişim geçemedi.
Sonra, bir ses geldi:
Davetkar, yumuşak, ama sarsıcı.
Sevimli olan konuştu:
“Ya sevdiğim sandığım şey,
Bende eksik olanın
Sendeki yankısıysa?” dedi.
Ve ben tebessümle seslendim:
“Ey sevgili! Seni sevmek için
Sende değerli olan
Bir şey mi arasın üzerinde gözlerim?
Hayır! Sana olan sevgimdir,
Sevgim ise benzerliğimdir!"
Baktım gülümsedim,
Baktı gülümsedi:
---
Onu sevdim mi?
O, bende sevilmiş hâlde geldi.
Ansızın ve bir anda.
Ben sadece
Önceden yazılmış bir sevdayı
Yüksek sesle okudum.
Evet! Ben kendimi sever buldum.
Ve sonra içimde bir fısıltı yankılandı:
“Seni sevmek için,
Sende değerli olan
Bir şey mi arasın üzerinde gözlerim?”
Cevap gibi gelen bir sessizlik vardı:
“Ey aykırı yarım elma…
Korkutan, yanıma gelmen değil
Artık yanımdan gitmendir.
Zira aranmadan bulunan,
Kaybedilmesinden en çok korkulandır.”
...
Ne istedim ondan?
Hiçbir şey.
Çünkü isteseydim,
O ben olurdu.
Oysa o sadece
Yarım Elma’mdı, sevilen.
Ve bir gün dedim ki:
“Sana ne verebilirim ki,
Eksik olasın da tamamlayayım?”
O cevap vermedi.
Ama gökyüzü bir bulut eksiltti.
Evet! Sessizlik verdi sadece,
Sustu, sustu…
O hiç olmadı.
Ama hep vardı.
Ve ben,
Onu görmeden bildim.
...
Ve birden, meraklı bir yankıyla sordu :
“Ben bir şey yapmamışken,
Konuşan da değilken
Sevgimi sana bildiren de kim?” dedi.
Bende dedim ki:
“İçinde konuşanın
Benim sevgim olduğunu bile bile
Neden hâlâ meraklı bakışlarla
Yüzümde onu arıyorsun?
Hayır sen! Hiçbir şeyiyle ve
Her şeyiyle sevilensin!”
O hiç olmadı.
Ama hep vardı.
Ve ben,
Onu her haliyle sevdim.
...
Gece bitti.
O gitti.
Ama ben,
Hiçbir zaman kalmış gibi sevdim.
Ve sonra aynaya baktım—
Onda gördüğüm,
Gözlerimin tanıdığı benzerliğimdi.
Evet! Ben orada
Bir çift göz görmedim,
Ama kendi bakışımdaki sevgiyi sevdim.
Ah! Bozuk baktı kalbim
Niye öğretmedin kimseye der gibi!
Utandım, utandım.
Ve sonunda anladım:
Sevgi, gözle görülmeyen
Ama en çok kendini özleten bir suretti.
Eğer sevgi karşılıksız olmazsa,
Benzerlik orada yankı yapmazdı.
O hiç olmadı.
Ama hep vardı.
Ve ben,
Sevmeyi sevdim.
Zaman yürüdü usul usul,
Ama ben kaldım—o anla yoksul.
Saatler aktı, ben kendimle kaldım,
Onun yokluğunda sessizce
Bunları herkese yazdım.
Ey yarım elma!
Eğer bir şey yapacaksam,
Bırak yüreğim yazarak öğretsin sevmeyi!
26 Haziran 2025
Ataşehir, İstanbul




Yorumlar